Mısır’dan Çıkış 35-40
Bu bölümler, buluşma çadırının ve onun eşyalarının çeşitli bölümlerinin bir özetini içerirler. Ve daha önceki bölümlerde önemli noktalara zaten değinmiş olduğum için burada ek yapmanın gereksiz olduğuna inanıyorum. Ancak yine de bu kısımda çok yararlı bilgiler edineceğimiz iki konu mevcuttur. Ve bu iki konudan ilki, gönüllü adanmışlıktır ve ikincisi, halkın topluluğun tapınağı ile ilgili işte göstereceği kesin itaattir.
Ve önce gönüllü adanmışlık ile ilgili şunları okuruz: “İsrail topluluğu Musa’nın yanından ayrıldı. Her istekli ve hevesli kişi buluşma çadırının yapımı, hizmeti ve kutsal giysiler için Rabbe armağan getirdi. Kadın ve erkek, herkes istek ile geldi. Rabbe her çeşit altın takı, broş, küpe, yüzük ve kolye getirdi. Rabbe armağan ettikleri bütün takılar altın idi. Ayrıca kimde mor, kırmızı ve lacivert iplik; ince keten, keçi kılı, deri, kırmızı boyalı koç derisi var ise getirdi. Gümüş ve tunç armağanlar sunan herkes onları Rabbe adadı. Herhangi bir işte kullanılmak üzere kimde akasya ağacı var ise getirdi. Bütün becerikli kadınlar elleri ile eğirdikleri lacivert, mor, kırmızı ipliği ve ince keteni getirdiler. İstekli ve becerikli kadınlar de keçi kılı eğirdiler. Önderler efod ve göğüslük için oniks, kakma taşlar, kandil, mesh yağı ve güzel kokulu buhur için baharat ve zeytinyağı getirdiler. Kadın ve erkek bütün istekli İsrailliler Rabbin Musa aracılığı ile yapmalarını buyurduğu işler için Rabbe gönülden verilen sunu sundular.” (Mısırdan Çıkış 35: 20-29) Ve tekrar şu sözleri okuruz: “Öyle ki, kutsal yerdeki işleri yapmakta olan ustalar, işlerini bırakıp bir bir Musa’nın yanına gelerek, ‘halk, Rabbin yapılmasını buyurduğu iş için gereğinden fazla getiriyor’ dediler. Bunun üzerine Musa buyruk verdi: ‘Ne erkek ne kadın, hiç kimse kutsal yere armağan olarak artık bir şey vermesin. Buyruk ordugahta ilan edildi. Böylece halkın daha çok armağan getirmesine engel olundu. Çünkü o ana kadar getirilenler işi bitirmek için yeter de artardı bile.” (Mısırdan Çıkış 36: ayet 4-7)
Tapınak işine adanmışlığı gösteren harika bir örnek! Halkın yüreği vermek için harekete geçmeye ya da çaba sarf etmeye gerek duymadı; gayrete getirilmedi, etkileyici konuşmalar yapılmadı. Ah, hayır! ;Onların “yürekleri harekete geçti.” Doğru olan şekil de bu idi. Gönüllü adanmışlığın akıntıları içerden kendiliğinden aktılar. “Önderler,” “erkekler,” “kadınlar,” - herkes Rabbe vermenin tatlı bir ayrıcalık olduğunu hissetti, yürekleri dar değil idi ve elleri açık idi, böyle soylu bir adanmışlık sonucunda “gereğinden fazlasına” sahip olundu.
Sonra kesin itaat hakkında şunları söyleyebiliriz; okuyalım, “Her şeyi tıpkı Rabbin Musa’ya buyurduğu gibi yaptılar. Musa baktı, bütün işlerin Rabbin buyurduğu gibi yapılmış olduğunu görünce onları kutsadı.” (Mısırdan Çıkış 39:42,43) Rab tapınağın tüm işleri ile ilgili her detayı bire bir vermiş idi. Her çivi, her oyuk, her delik, her parça söylendiği gibi yerine kondu. İşi yaparlar iken insan mantığına, insan çaresine ya da insan sağ duyusuna yer yok idi. Yehova insanın kendi mantığı ile yapacağı hiç bir şey vermemiş idi ve insanın çabası ile çalışmasına da izin vermedi. Hiç bir insanın talimatlarına herhangi bir şekilde müdahale etmesine izin vermedi. Hiç bir şekilde! “Her şeyi sana dağda gösterilen örneğe uygun olarak yapmaya dikkat et.” (Mısırdan Çıkış 25:40; Mısırdan Çıkış 26:30; İbraniler 8:5) Böylece insana bir şey yapması için asla fırsat tanınmadı. Eğer insana tek bir çivi çakması için izin verilmiş olsa idi, bu çivi kesinlikle Tanrının yargısına uğrayacak idi. İnsan araçlarının ne ürettiğini Mısırdan Çıkış 32. Bölümde görüyoruz. Tanrıya şükürler olsun ki, tapınakta böyle bir araç için izin yok idi. Bu konuda her şeyi kendilerine söylenildiği gibi yaptılar – ne fazla – ne az. İman ikrarında bulunan kilise için iyi bir ders! Bizlerin, İsrail tarihinde gayret ile yapmaktan kaçınmamız gereken çok şey vardır; sabırsızca söylenmeleri, şikayet etmeleri ve putperestlikleri; ama şu iki konuda onları taklit edebiliriz. Adanmışlığımız tüm yüreğimiz ile ve itaatimiz kesin olsun. Eğer her şey Musa’ya dağda gösterilen örneğe uygun olarak yapılmamış olsa idi, o zaman şu ifadeleri okumamızın mümkün olmayacağını kesin olarak ileri sürebiliriz: “O zaman bulut buluşma çadırını kapladı ve Rabbin görkemi konutu doldurdu. Musa buluşma çadırına giremedi, çünkü bulut her yeri kaplamış, Rabbin görkemi konutu doldurmuş idi.” (Mısırdan Çıkış 40:34,35) Tapınak her konuda “tanrısal modele” uygun olarak yapılmış idi ve bu yüzden “tanrısal görkem” ile dolabilir idi.
Bu ifadede bir cilt kitap dolduracak kadar anlam bulunur. Tanrının tapınma ve hizmeti ile bağlantılı olan en ufak detaylar için Tanrının sözünü yetersiz olarak görme eğilimine sahibizdir. Bu, büyük bir hatadır; iman ikrarında bulunan kilisede kötülüklerin ve hataların verimli kaynağını kanıtlamış olan bir hata. Tanrının sözü her şey için kesinlikle yeterlidir; ister kişisel kurtuluş ve yürüyüş ile ilgili olsun, ister topluluktaki düzen ve kural ile ilgili olsun. “Kutsal Yazıların tümü Tanrı esinlemesidir ve öğretmek, azarlamak ve yola getirmek, doğruluk konusunda eğitmek için yararlıdır. Bunlar sayesinde Tanrı adamı her iyi iş için donatılmış olarak yetkin olur.” (2.Timoteos 3:16,17) Bu ifade meseleyi halleder. Eğer Tanrı sözü bir insanı, “tüm iyi işler” konusunda eğitmek için yararlı ise, bunun gerekli bir sonucu olarak ortaya şu çıkar; onun sayfalarında bulamadığım bir şeyin iyi bir iş olması mümkün olamaz. Ve ayrıca, hatırlamamız gereken şudur: tanrısal görkem kendisini tanrısal modele uygun olmayan bir şey ile birleştiremez.
Sevgili okuyucu, şu ana kadar birlikte bu çok değerli kitapta yolculuk etmiş bulunuyoruz. Bu incelememizden yaralandığımızı umuyorum. Bu kitapta ilerler iken, İsa ve O’nun kurban olması ile ilgili bazı taze düşünceleri bir araya topladık. Aslında bizim en canlı düşüncelerimiz ve en derin algılarımız bu kitabın içeriğindeki Tanrı zihninin yanında son derece zayıf ve güçsüzdür. Lütuf aracılığı ile şimdi bilindiğimiz gibi bileceğimiz o yücelik yolunda olduğumuzu hatırlamak mutluluk verir. Yaratılışta, ilahi takdirde ya da kurtuluşta Tanrının tüm yollarının başlangıcı ve sonu olan O’nun yüzünün parlaklığında duracağız. Beden, can ve ruhta tüm merhamet ile size yalvarırım; Mesih’te sahip olduğunuz derin bereketini bilin ve O’nun görkemli ikinci gelişini sabır ile beklerken korunun. Amin.
C.H.M