Bölüm 4
Şabat
“Ve yedinci güne gelindiği zaman, Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi.” (Yaratılış 2:2)
“Tanrın Rabbin buyruğu uyarınca Şabat gününü tut ve kutsal say…. Mısır’da köle olduğunu ve Tanrın Rabbin seni oradan güçlü ve kudretli eli ile çıkardığını anımsayacaksın. Tanrın Rab bu yüzden Şabat gününü tutmanı buyurdu”. (Yasanın Tekrarı 5:12,15) “Şabat gününü kutsal sayarak anımsa. … Çünkü ben Rab yeri göğü, denizi ve canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim ve bu yüzden Şabat gününü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.” (Mısırdan Çıkış 20:8,11)
“Böylece Tanrı halkı için bir Şabat günü rahatı kalıyor.” (İbraniler 4:9)
“Bu dinlenme hastalıktan özgürdür,
Onda bulut ya da yas lekesi yoktur,
Her yürek eşsiz övgüler ile doludur
Ve sevgi sonsuzluk boyunca egemenlik sürer.”
Şabat Rabbin bize bu harika bölümde vermiş olduğu ilk bayramdır. Bu bayram ilk sırada yer aldığı için bizi, kendisini özel bir dikkat ile incelemeye davet eder ve biz böylece onun çok önemli olduğunu anlarız.
Şabat’ın anlamı, dinlenme’dir ve net bir şekilde anlamamız gereken şey şudur: Kutsal Kitabın hem yeni antlaşma hem de eski antlaşma bölümünde Tanrının dinlenmesine paydaş olmak, Tanrı halkına ait olmanın bir işaretidir. Bu dinlenme günü, onların özel ayrıcalıklarıdır. Tanrının söylediği şu sözlerde bu gerçeği görebiliriz: “Kendilerini kutsal kılanın ben Rab olduğumu anlasınlar diye aramızda bir belirti olarak Şabat günlerimi de onlara verdim.” (Hezekiel 20:12; bakınız Hezekiel 20:20) Göreceğimiz gibi, dinlenme gününün biçimi değişebilir ama Tanrının dinlenme gününe paydaş olmak her zaman Tanrı ve Tanrı halkı arasında var olan bir belirtidir.
Tanrı, bu dinlenmeyi yaratılışın başında oluşturdu. Tanrı dinlendi ve insanı da bu dinlenmesine paydaş olmaya çağırdı. Günahın ortaya çıktığı ve Tanrının dinlenmesini bozduğu doğrudur, öyle ki Rab İsa şu sözleri söyleyebilsin:” Babam hala çalışmaktadır; ben de çalışıyorum.”
Daha sonra Yasanın Tekrarı 5.bölümde ve 12:15 ayetinde Görüyoruz ki, Şabat günü Mısırdan kurtarıldıkları günün bir anısı olarak verildi.
Şabat günü, Sina dağında verilen yasaya da bir ahlak buyruğu olarak değil, ama Tanrının başlangıçtaki dinlenmesinin bir belirtisi olarak dahil edildi.
Hezekiel 20:12 ayetinde bir belirti olarak verildiğini okuruz: “Kendilerini kutsal kılanın ben Rab olduğumu anlasınlar diye aramızda bir belirti olarak Şabat günlerimi de onlara verdim.”
Böylece anlıyoruz ki, Şabat günü Tanrının antlaşmasının bir belirtisi idi.
Bu konuyu anlamak bizler için çok önemlidir. İsrail’e verilen Şabat günü Tanrının İsrail ile yapmış olduğu antlaşmanın bir belirtisi idi.
İbraniler 8.bölümde bu eski antlaşmanın ortadan kalktığını ve daha iyi vaatler temeli üzerinde kurulmuş ve daha iyi olan bir antlaşma olan yeni antlaşmaya yer verildiğini görüyoruz. Tanrı ve Yahudi halk arasındaki antlaşmanın tamamen bizler için düzenlenmemiş olduğunu anlamamız ve bu antlaşmanın belirtisi olan Şabat’ın (7.ci günde dinlenmenin) bize ait olmadığını bilmemiz bizler için büyük önem taşır. Eğer kutsal yazılardaki bu öğretişi net olarak anlar isek o zaman Yedinci Gün Adventistlerinin öğretiş tuzağından ve Tanrı halkını yasa altına koymak isteyen benzeri tüm aldatıcı sapkın öğretişlerden kurtulmamız mümkün olur.
Ama bundan fazlası da vardır. Bizim dinlenmemiz bu dünyada değildir. Şabat günü, bu dünyadaki dinlenmenin bir belirtisi idi ve Rab İsa Mesih Şabat gününün Rabbidir. Tanrının Ruhu Tanrının Şabat gününde nasıl bir sıklıkta çalıştığını dört müjdede de gösterme konusunda özenli bir çalışma yaptığını okuruz. Rab, dağdaki vaazında Şabat gününden söz etmedi, (Matta 5, 6, 7), Rab dağdaki bu vaazında Krallığı ile ilgili olan temel ilkelerin öylesine değerli bir özetini yapmıştır ki! Rab İsa, şimdiki eski antlaşma konumunun bir belirtisi olan Şabat gününü mezarda geçirdi.
Pek çok kişi Şabat gününün şimdi Rabbin günü olduğunu göstermeye çalışmakta. Ama Şabat günü Yedinci Gün idi, bu gün bizim için tüm günlerin üzerinde idi – çalışma sona erdikten sonra haftanın sonundaki günde bir dinlenme. Kutsal yazılarda Rabbin gününden haftanın İlk Günü olarak söz edilir. Çünkü o gün bizim için tüm günlerin üzerindedir. O gün diriliş günüdür. Ve bize diriliş sayesinde dinlenme bulduğumuzu gösterir. Dinlenmemizi emeklerimizin sonunda bulmak yerine ruhsal yaşamımızın başlangıcında buluruz. Mesih, “Ey yorgun olanlar, Bana gelin, ben size huzur veririm!” dedi. Bizim huzurumuz, Yeni Yaratılıştadır! Bazı Hristiyanlar Rabbin gününün diğer günler gibi olduğunu düşünürler çünkü dinlenmemizin aşağıda yani buradaki dünyada olmadığını düşünürler. Ama kutsal yazıların bu gün ve haftanın diğer altı günü arasında net olan bir farklılıktan söz ettiğini anlamazlar. Bu günün adını bile Rabbin kendisi seçmiştir ve bu günü, Rabbin günü olarak (Vahiy 1:10) adlandırır. Bazı kişiler bize bunun anlamının “Rabbin günü” olduğunu söylerler; bu gün ile ilgili olarak hem eski hem de yeni antlaşmalarda pek çok şey okuruz. Ama Grekçe dili bu konuda oldukça farklı bir şey söyler ve bu sözcük oldukça farklı bir sözcüktür. Bu sözcük yeni antlaşmada yalnızca iki kez kullanılır. “Rabbin sofrası” ve “Rabbin Günü”.
Böylece Şabat gününün doğasını net olarak anlamamız gerekir; Şabat günü, yasa altındaki çalışmanın sonucu olarak huzur aramanın Tanrı tarafından atanmış olan belirtisi idi. Bu gerçeği ne kadar çok anlar isek ve Şabat gününün Rabbi olan Rab İsa’nın ilk antlaşmayı geçersiz kıldığını kavrar isek o zaman şunu daha da net anlayabileceğiz: Yahudi Şabatı’nın yetkisini şimdi elde etme peşinde olan herkes Rab İsa’nın Kendisinin yetkisinin, saygınlık ve haklarının inkar edilmesini kabul etme gibi bir tehlike içine düşer.
Öte yandan özen göstermemiz gereken bir diğer konu da şudur: yasa değil lütuf altında olduğumuz için insanın dinlenme düşüncesini ve aynı zamanda Tanrının dinlenmesini de unutmamak! Daha önce de işaret etmiş olduğumuz gibi, dinlenme ve huzur, Tanrının kendi halkına ait olan özel bir belirtidir. Mesih’e geldiğimiz zaman, O bize huzur verir ve biz Onun boyunduruğunu takındığımız zaman, canlarımız huzur bulur. Efendisinin hizmetinde yorgun düşmüş (Onun hizmetinden yorgun düşmemiş)Rabbin hizmetkarı için bir başka dinlenmeden söz edildiğini okuruz. “Kendinizden ayrılın ve biraz dinlenin” ve hizmetkar yalnızca ve yalnızca efendisinin huzurunda telaş ve zahmetten uzak olacak ve huzur ve dinlenme bularak Onun hizmeti için taze gücü kuşanmış olacaktır.
Ve bizden ayrılmış ve Mesih ile birlikte olan kutsallar “işlerinden dinlenmektedirler”, Cennette Rableri ile birlikte Yuvadadırlar. (Bakınız 2.Korintliler 5:8 ve Luka 23:43)
Tanrının verdiği ve Mesih’in bin yıl süre ile egemenlik süreceği ve şeytanın bağlı olacağı bin yıllık dönem, bu dinlenmenin bir sonraki aşaması olacaktır. O zaman şu peygamberlik sözü yerine gelmiş olacaktır: “Bütün dünya esenlik ve barış içinde sevinç ile haykırıyor.” (Yeşaya 14:7) Savaş sesleri yok olmuştur. Ezilen kişilerin çığlıkları artık duyulmaz olur ve doğruluk güneşi Rab İsa bu bezmiş ve tükenmiş dünyaya esenlik ve bolluk getirecektir. Bu dönemde Şabat günü devam ettirilecektir. Ama bu dönem bile nihai dinlenme değildir. Nihai dinlenme yalnızca günahtan değil, bu kötülüğün tam orta yerindeki ruhsal çabalardan uzak olmaktır. Bin yıllık dönem sırasında günah bu dünyada kalacaktır. Şeytan, bağlanmış olmasına rağmen tekrar çözülecektir. Sonsuz dinlenme- yani Tanrının son bulmayan bu Şabat’ı- gelecekteki bir günde Rabbin kendisi ile tadını çıkaracağımız bir zaman olacaktır; şimdi her ne kadar “Babam hala çalışmaktadır; ben de çalışıyorum” demiş olan Rabbimiz için çalışma ayrıcalığına şimdi sahip olmamıza rağmen, gelecekte bunun tadını Rabbimiz ile birlikte çıkaracağız.