(Misir’dan Çikis 12: 8-20, 34-39; Çölde Sayim 28)
Daha önce, Israil’in Misir’dan kurtulusu ile baglantili olan gerçegi Misir’dan Çikis kitabinin 12. bölümünün ilk kisminda görmüstük. Konu, kuzunun yasamina onu bogazlayarak son verme ve kaninin kapilarin yan ve üst sövelerine sürülmesi ile ilgili idi. Ancak yine de bu konunun önemi o kadar genis kapsamlidir ki, ayni zemin üzerinde daha fazla ayrinti içeren sekilde tekrar yol almaya cesaret edecegim. Tanri’nin Israil ile olan tüm iliskisinin buna dayandigini her canin görmesi için simdi en uygun andir. Kapilarin yan ve üst sövelerindeki kan Israil’in Tanri ile olan iliskisinin temel noktasi olarak adlandirilabilir. Misir'da sunulan kuzunun kani tanri ile olan iliskinin tek temelidir; bu konu kadar önemli ve egitici olan baska hiç bir konu yoktur. Onlarin köleler olduklari yerde, Tanri, halkini Misir’dan çikartip vaat edilen ülkeye götürmek için adil kalarak bir baskasinin isi ile kurtulus sagladi.
Fisih ve mayasiz ekmek bayraminin birbirlerinden farkli iki sey olduklarini zihinlerinizde net bir sekilde kavrayin. Mayasiz ekmek yürüyüsünüz ile baglantili bir konudur. Her iki sey de birbirine bagli olmasina ve birlikte yürümelerine ragmen, yine de birbirlerinden mümkün olan en fazla sekilde farklidirlar. “Rabbin fisih kurbani birinci ayin on dördüncü günü kesilmelidir. On besinci gün bayram olacaktir; yedi gün mayasiz ekmek yiyeceksiniz.” (Çölde Sayim 28:16,17) Yeni Antlasma’da bir ayet söyle der:“Fisih kuzumuz Mesih kurban edildi; bunun için bayram edelim” (1. Korintliler 5:7,8) Bu ayetler söz ettigimiz her iki konuda birbirlerinden farklidirlar. Kuzunun, Mesih’in bir örnegi olduguna kusku yoktur. Ve ben ayni sekilde eminim ki, mayasiz ekmek de Mesih’in örnegidir. Israil kuzunun kaninin korumasi altinda idi ve Yahve’nin melegi onlarin üzerinden geçti. Fisih budur, ama sonra çikmalari gereken bir yolculuk vardi ve kuzuyu ateste kizartilmis olarak yemeleri gerekiyordu ve mayasiz ekmek onlari yolculuk için güçlendirecekti.
Bu durum bizim açimizdan suçlu bir günahkar olarak Fisihimiz olan Mesih’in Kani altinda korunma buldugumuzu ortaya koyar. Ve sonra ateste kizartilmis kuzu ile beslenirim ve mayasiz ekmekten yerim ve böylece Mesih’in geçmis oldugu yürege ait duygularin tümü ile baglanti kurarak yolculuk için uygun bir duruma gelmis olurum. “Ateste kizartilmis kuzu!” Mesih’in Tanri yargisi altinda çarmihta çektigi acilari baska hiç bir ifade bu kadar çarpici olarak önceden bildiremez. Mesih, Tanri’nin yargi atesinden geçti. Kuzuyu, mayasiz ekmek – Mesih’in mayasiz mükemmelligini ortaya koyan – ve aci otlar ile birlikte yemeleri gerekiyordu.
“Ateste kizartilmis Kuzu’yu” Mesih’in aci ve üzüntülerinin harika gerçegine girmeden, onlari paylasmadan yemeniz mümkün degildir. Tanri, bize bunlari her zaman hatirlatacaktir. Eger yüreginiz Tanri’nin Ruhu’nun gücünde degil ise, ve uygulamali olarak Mesih’ten beslenemiyor ise, sogur ve resmi olursunuz. Bu eski Kitap’ta Tanri pek çok kez defalarca Israil’e Fisih’i hatirlatti. Fisih’i her yil onlarin önüne getirdi. Onu her yil birinci ayin on dördüncü günü yemeleri gerekiyordu. Itiraf etmem gerekir ki, bunu yapmadilar. Misir’da iken yaptilar ve bir kez çölde ve sonra da ülkede yaptilar. Bu konuda titizlik göstermediler.
Biz de haftanin her ilk günü canlarimiza Mesih’in acilarini taze bir sekilde hatirlatma firsatina sahibiz. Fisih kuzumuz Mesih bizler için kurban edildi. Sonra su ayeti okuruz:” Bu yüzden bayram edelim.” Bu hafta Mesih’ten beslendigimiz, Mesih’ten kutsal bereket tadi aldigimiz bir haftadir. Ne ile beslendigimiz çok geçmeden bize nasil kisiler oldugumuzu gösterir. Eger Mesih’ten beslenmiyorsam sonuç farkli olacaktir. Beslenmem gereken kaynak, Mesih’tir. Mayasiz ekmek Mesih’tir. Aci otlar bizim ne oldugumuzu ve ne yaptigimizi anlatirlar. Tanri’nin Ruhu’nun canlarimiza O’nu ölüme götürenin bizim günahlarimiz oldugunu bildirdiginden kuskum yok. Insanlar bazen söyle derler: “Ah, biz bunlarin hepsinden geçtik.” Geçtiniz mi? Ah, sevgili dostum, ne söylediginizin hemen hemen hiç farkinda degilsiniz! Konu, daima günahlari üzerinde düsünen bir kisi degildir. Tanri saklasin. Bizim her zaman önümüze getirdigimiz, Tanri’nin önünde tatli bir koku olan Mesih’tir.
Çölde Sayim kitabinin 28. bölümü, bu mayasiz ekmek ile ilgili yedi günü neyin doldurdugudur. Tanri’ya her gün yetkin sayida sunu sunulurdu, yakmalik sunularin tatli kokusu Mesih’e aitti; yine de günah sunusu hiç bir gün aksatilmazdi. Tanri bundan hiç bir zaman vazgeçmez ve bunu unutmamiza izin vermez. Ne oldugumuzu ve nerede oldugumuzu ve nereden çikartilarak kurtarildigimizi canlarimiza her zaman taze bir sekilde hatirlatacaktir. Ve Baba ve Ogul ile paydasliga getirilmis olmamiza ragmen – bu, Tanri’nin kutsanmis Oglu’ndan aldigi zevktir – bir zamanlar nerede oldugumuzu ve bizi bulundugumuz yerden kurtarmasinin O’na neye mal oldugunu unutmamiza asla izin vermeyecektir. Böylelikle can kabarmayacak ve alçakgönüllü olarak muhafaza edilecektir. Yüreklerimiz dogal olarak sebatsizlik ve aldirmazlik ile öylesine doludur ki, ne oldugumuzu unutmaya çok egilimliyizdir. Cani ilgilendirmesi gereken bu degildir. Hayir. Israillilerin ateste kizartilmis kuzuyu mayasiz ekmek ve aci otlar ile birlikte yemeleri gerekiyordu.
Ve sonra “Çig ya da haslanmis olarak degil, ateste kizartilmis olarak yiyin” ifadesine geliriz. Tanri, Mesih’in acilari ile ilgili duyguyu muhafaza etme konusuna ne kadar da özen gösterir. Ateste kizartilmis kuzu tüm bunlara örnektir. Eger Yeni Antlasma’yi dikkatli bir sekilde okursaniz, Tanri’nin Ruhu’nun Mesih’in acilari konusunda ne kadar sik konustugunu görür ve sasirirsiniz. O, aci çekti. Mesih’in aci çekmesi gerekiyordu. Rab Isa’nin ölümü ile ilgili arastirdiginiz zaman, Kutsal Ruh’un, “Mesih’in acilarini” ne kadar sik gündeme getirdigini göreceksiniz. Bu, canlarimiza baski yapan Tanri Ruhu’nun sözleridir. 22., 69., 88 ve 102. Mezmurlar, çarmihta aci çeken Rabbin derin içsel deneyimleri ile doludur. Eski Antlasma’nin ilk bes kitabinda örnekleri, müjdelerde gerçekleri, Mezmurlarda Mesih’in duygularini, mektuplarda ise iyi ürünleri buluruz.
Bu örneklerdeki tüm figürlerin bize konusmasina izin verelim. Kuzuyu ateste kizartilmis olarak yiyorsunuz. O’nun ölümü ile oyun oynamayin, ama caninizda Tanri’nin gazabinin atesinden geçmenin Mesih’e neye mal oldugunu hissedin. Tanri O’nu denedi. Kuzuyu” basi, bacaklari ve iskembesi” ile birlikte yememiz gerekir. Ne kadar güzel. Basi yeyin. Bunun anlami nedir? Ah, sevgili dostlar, bas, Mesih’in tüm zekasidir. Mesih’in yollarini belirleyen harika zekaya bakin. Müjdeler bu konudan söz eder ve “Isa basina gelecekleri önceden bilerek ortaya çikti.” Her seyi biliyordu, ama yine de ortaya çikti. Basi yiyin ve sonra da bacaklari yiyin. Kutsal Isa Mesih’in güzel yürüyüsü ile birlikte O’nun Tanri’ya olan zeki adanmisligindan beslenin. Dört müjdede yer alan bu ayrintilarin çesitli sunumlari onlarin dikkatle incelenmesini hem gerekli hem de zevkli hale getirir ve bu dikkatli incelemenin sonuçlari can için söz ile anlatilamayacak kadar degerlidir sevgili dostlar: yalnizca ihtiyacimizi karsilayana degil, ama ayni zamanda Rab Isa’nin yollarini izlemek için yürek hosnutluguna da sahip oluruz.
“Eti söyle yemelisiniz: beliniz kusanmis, çariklariniz ayaginizda, degneginiz elinizde olmali. Eti çabuk yemelisiniz. Bu, Rabbin Fisih kurbanidir.” Bunlar, bir yolcuya ait olan özelliklerdir. “Çariklariniz ayaginizda,” yola çikmaya hazir. Yani, onlari belirleyen bazi ahlak özellikleri mevcut idi ve bu ayni özellikler bizleri de belirlemeli. Kanin yenmesi disarida olacakti; bu hiç bir yarginin onlara asla dokunamayacaginin belirtisi idi. Ve onlar “ateste kizartilmis kuzudan” beslenirken evin içinde idiler. Tanri’nin yargisinin kuzunun üzerinde oldugunun farkina vardilar.
Ama bundan fazlasi da var. Mayasiz ekmegi yedi gün boyunca yemeleri gerekiyordu (Misir’dan Çikis 12:15). Simdi bana bu konu ile ilgili uygulamanin ne oldugunu sorabilirsiniz. Yüreklerimizde, yasamlarimizda, sözlerimizde ya da yollarimizda hiç bir mayaya izin vermememiz gerekir. Maya, her zaman kötü olanin sembolüdür. Buna izin veren, “Israil’den kopartilip atilacaktir.” Bu ifade, o kisinin ölecegi anlamina mi gelir? bir Israilli için bu anlama geliyordu; bizler için anlami, önce o kisinin Tanri ile olan paydasliginin kesintiye ugrayacagidir ve sonra, eger tövbe etmez ise, kutsallarin paydasligindan uzaklastirilacaktir ve en kesin olani sudur ki, Tanri’nin canlarimiza verecegi keyiften yoksun kalacaktir. Her genç Hiristiyan’in bu konuda net bir anlayisa sahip olmasi gereklidir. Mesih’in caniniz ve Tanri arasinda hiç bir seyin hiç bir zaman dokunamayacagi bir bag biçimlendirdigini biliyorsunuz. Siz Tanri’dan dogdunuz ve O’nun biricik Oglu’nun kaninda yikandiniz ve Tanri’nin çocuklarindan birisiniz. Ve O’nun sonsuz lütfu nedeni ile hiç bir sey bu bagi kopartamaz. Ama izin verilmis olan akilsizca bir düsünce paydasliga engel olacaktir. Mayanin en küçük parçasi bile paydaslik bagini kopartir ve Tanri Ruhu’nun isleyisinin disinda kalmis olurum.
Simdi biz Tanri Ruhu’nun kutsanmis normal isinin Mesih’i yüreklerimizin önüne getirmek oldugunu çok iyi biliriz. Eger Rab ve canlarimiz arasindaki bu hassas paylasim bagini kiran bir sey ortaya çikar ise, Tanri Ruh’u cana bu konuda bilinç verir. Araya bir bulut girer. Geri dönmeli ve engelin ne oldugunu bulmali ve onu yargilamaliyim ve ondan sonra her sey yoluna girer. Lütfun sekil vermis oldugu bagi, sonsuz yasam ile ilgili bir konu olarak hiç bir sey kiramaz. Ama çok ufak bir sey paydaslik bagini koparabilir ve Tanri’nin, Ruh’u araciligi ile bize verebilecegi sevinç ve tanrisal zevkten bizi yoksun birakabilir. Bu nedenle mayasiz ekmegin yogun önemini anlayabilirsiniz – “içtenligin ve dürüstlügün mayasiz ekmegi”. Eger bir kutsal ile ilgili ufacik bir aciligin var olmasina izin verir isem ya da dilime ufacik bir konusma özgürlügü ihsan eder isem, o zaman paydasligi hayal bile edemem. Paydasligin disinda kalirim.
Yedi gün boyunca maya Tanri’nin hos göremeyecegi bir durum idi ve bu yüzden fisih zamani geldiginde, her evin, o evin reisi tarafindan bastan asagi – çati katindan mahzene kadar – evin içinde mayali bir ekmek kirintisi olmadigina dair arastirma yapmasinin en gerekli ve en ön önemli sey oldugu kusku götürmez bir gerçektir. Yalnizca bir kaç mayali ekmek kirintisi bile Tanri’nin yargisina ugramak için yeterli idi. Sanirim bu konu üzerinde düsünmek ve evin neden bastan asagi süpürülmesi gerektigini net bir sekilde anlamak çok önemlidir.
Burada yeni bir süpürgeden söz etmem yerinde olacak. Israillilerin temiz süpürdükleri kabul edilir. Sevgili dostlar, ben söyle düsünüyorum: Mesih’ten olmayan her seyi süpürüp disari atmam için yeni bir süpürge almamin iyi bir sey olacagini düsünüyorum. Çünkü eger yasaminizda ve yollarinizda maya kalmasina izin verirseniz, paydasliktan kesilmeniz gerekecektir. Bu ifade cennete gitmeyeceginiz anlamina gelmez, ama Ruh’un özgürlügünden ve gücünden yoksun kalacaksiniz. Ve bunun sonucunda ne olacak? Bireysel bir ölüm ve yasamdan uzaklik söz konusu olacak ve ayni zamanda topluluklarimiz da ölü ve yasamsiz kalacak. Bayram yapmaya devam etmiyoruz. Eger yapmaya devam etse idik, Mesih’ten baska hiç bir sey olmazdi. bir kardesin mayasiz ekmek bayramini kutlamaya devam ettigini söylemek kolaydir. Çünkü o zaman onda benim için Mesih’ten baska hiç bir sey yoktur. Eger
bir Hiristiyan ile karsilasir isem, ve o yalnizca biraz dedikodu yapiyor ise, benim ahlakim bozulacaktir ya da bunun aksi oldugu takdirde onun ahlaki bozulacaktir. Sevgili dostlar, zifte dokundugunuz zaman kirlenmemenizin mümkün olmadigini bilirsiniz. Sizinle her görüstügümüzde size Hiristiyanliga uygun bir sekilde yardimci olmaz isem, sizi engellemis olacagim demektir. Öte yandan ayni sekilde, siz de ya bana yardimci olacaksiniz ya da beni engellemis olacaksiniz. Önemli olan, benim nereden beslendigimdir. Tanrim, bu bayrami kutlamaya devam etmemizi sagla.
Kutsal yazilarin bu konuyu nasil sunduklarini görmek çok ilginçtir. Simdi size yalnizca bir iki ayet göstermek istiyorum. “Mayasiz ekmek Bayrami’ni kutlayacaksiniz, çünkü sizi ordular halinde o gün Misir’dan çikardim. Bu günü kalici bir kural olarak kusaklariniz boyunca kutlayacaksiniz.” (Misir’dan Çikis 12:17) Tanri’nin ifadesi ne kadar da güçlü! Okumaya devam edelim: “Evlerinizde yedi gün maya bulunmayacak. Mayali bir sey yiyen yerli yabanci herkes Israil toplulugundan atilacaktir.” (Misir’dan Çikis 12:19) O zaman içinde evlerinde hiç maya bulunmamasi gerekiyordu. Bu ifade bizim için bildiginiz gibi, yolun tamami anlamina gelir. Rabbin gününün sabahinda ben kendimi Mesih’in ölümü ile mesgul bulurum, Fisih’tan beslenirim. Evet, pekala, Rab söyle der: “Gidin, yedi gün boyunca mayasiz ekmek bayramini kutlamaya devam edin; ve sonra kendimi bir sonraki Rabbin Gününün sabahinda tekrar ayni yerde bulurum ve bu durum bu sekilde sürüp gider. Bunun gerçek anlami sudur: Kilisenin bu güne kadar olan tüm yolunun, o kiliseyi teskil eden kisilerin mayasiz ekmek ile beslenmekten baska hiç bir seyin bulunmadigi bir zamanda olmasidir.
O zaman simdi Tanri’nin Ruhu’nun gerçegi ortaya çikartma seklinin nasil oldugunu görün, çünkü eger Tanri’nin Sözü’nü gerçekten izlemek istiyor iseniz, Tanri’nin size yardim etme sekli harika olacaktir. Israil’in o gece Misir’dan çikmasi ile ilgili gerege gelecek olur isek, mayasiz ekmek ile birlikte hizli bir sekilde çiktiklarini anlariz. “Böylece halk henüz mayasi katilmamis hamurunu aldi, giysilere sarili hamur teknelerini sirtlarinda tasidi” (Misir’dan Çikis 12:34) Sanirim, hamurun mayali birakilmasi için hiç bir firsat mevcut degildi. “Misir’dan getirdikleri hamur ile mayasiz ekmek pisirdiler. Maya yoktu. Çünkü Misir’dan kovulmuslar, kendilerine azik hazirlayacak zaman bulamamislardi.” (Misir’dan Çikis 12:39) burada meseleyi dolayli olarak anlatan küçük bir nokta var. Hamur mayasizdi, çünkü Misir’dan kovulmuslardi. Burada Tanri’nin bize anlatmak istedigi sanirim sudur: eger böyle çabuk hareket etmemis olsalar idi, hamur maya tutabilirdi. Tanri söyle diyor: dogru bir baslangiç yapmalari için onlara yardim edecegim. Ve bu yüzden çok hizli hareket etmek zorunda idiler, öyle ki, itaatsizlik edecek zamanlari kalmasin. Onlara, tüm tarihleri boyunca en azindan bir kez olmak üzere Sözümü tutmalari için yardimci olacagim.
Ah, ilk tövbe eden genç bir canin vicdanindaki hassasligi görmek ne güzeldir. Henüz lütufta bina edilmemis oldugunu itiraf etmem gerekir, ama bu vicdan öylesine bir hazineye ve degere sahiptir ki, bu hassasligi yitirmemek için adeta titremektedir. bir kez, bir Hiristiyanin sunlari söyledigini isittim, “Ilk kez tövbe ettigim zaman benim canim ile Mesih’in arasina bir sey girecek diye duydugum korku nedeni ile kendi gölgemden bile korktugumu itiraf ediyorum.” Vicdan hassasligi ve can egzersizi gerçek anlamda mayasiz ekmekten beslenmekten dolayi ortaya çikarlar. yürek Mesih’ten zevk alir ve Mesih’ten beslenir. Yüregin sahip oldugu küçük isiga verilen bir karsilik mevcuttur. Yürek, Rabbin düsüncesini izlemeyi arzu eder.
Tanri’nin, Israil’e mayasiz ekmek ile ilgili buyrugunu tutmasi için nasil yardim ettigini görmek sanirim ilginç olacaktir. Tanri için ayrilmis olmalari hakkindaki on üçüncü bölümde bu buyruk hemen tekrarlanir. “Ve Musa, halka, ‘Misir’dan, köle oldugunuz ülkeden çiktiginiz bu günü animsayin’ dedi. ‘Çünkü Rab sizi güçlü eli ile oradan çikardi: mayali hiç bir sey yenmeyecek” (Misir’dan Çikis 13:3).
Kilise, aile ya da dünya ile olan iliskimde Mesih gibi olmayan herhangi bir sey var midir? Eger var ise gitmesi gerekir. Çok basit. Ben gerçegin keskinliginden kaçmak istemiyorum. Siz istiyor musunuz? Biliyorsunuz, Mesih Tanri için her seydir. Ve ayni sekilde bizim için de her sey olmalidir. Bu dünyada bulunma nedenimiz Mesih’in bizden görünmesidir. Sunu hatirlayin: “O yedi gün içinde yalniz mayasiz ekmek yiyeceksiniz. Aranizda ve ülkenizin hiç bir yerinde mayali bir sey görülmeyecek. O gün ogullariniza, ‘Misir’dan çiktigimiz zaman, Rabbin bizim için yaptiklarindan dolayi bunlari yapiyoruz’ diye anlatacaksiniz.” Mayasiz ekmek yemek ile ilgili verilen neden üzerinde düsünün: bu sevecen bir karsiliktir, “Bunlari Rabbin bizim için yaptiklarindan dolayi yapiyoruz.” Bu mayasiz ekmek bayramini kurtulmak için devam ettirmiyorsunuz. Hayir, kurtulusunuzun Mesih’in ölümü ve dirilisi araciligi ile gerçeklestigi açiktir ve güvencesi verilmistir. Bu bayrami kutlamaya devam etmenizin nedeni size ait olan keyfin tadini çikartabilmeniz içindir. Çünkü, sevgili dostlar, lütuf bir yandan bana Mesih’in kani araciligi ile temiz bir vicdan saglar ve ben de bir yandan bu temiz vicdani kutsal yürüyüs araciligi ile yine Mesih’in kani sayesinde muhafaza ederim.
Simdi Misir’dan Çikis 23. bölüme geçelim. Orada sunlari okuruz: “Yilda üç kez bana bayram yapacaksiniz: (Size buyurdugum gibi Aviv ayinin belirli günlerinde yedi gün mayasiz ekmek yiyerek Mayasiz Ekmek Bayramini kutlayacaksiniz. Çünkü Misir’dan o ay çiktiniz; ve kimse huzuruma eli bos çikmasin) (14 ve 15. ayetler) Bu ifade çarpici bir ifade degil midir? O’nun huzuruna nasil çikacagim? Ellerim Mesih ile dolu olarak, bu konu ile ilgili ayrintinin bize Çölde Sayim kitabinin 28 ile 29. bölümlerinde verilen ayetlerde bulacagimiza inaniyorum. Bu bölümler üzerinde durup düsünmeniz size yarar saglayacaktir.
Simdi Yasa’nin Tekrari kitabinin on altinci bölümüne bakalim. “Aviv ayini tutun ve Tanriniz Rabbin Fisih Bayramini kutlayin. Tanriniz Rab Aviv ayinda geceletin sizi Misir’dan çikardi. Tanriniz Rabbin adini yerlestirmek için seçecegi yerde davarlardan, sigirlardan Fisih kurbanlarini keseceksiniz. Kurban eti ile birlikte mayali ekmek yemeyeceksiniz. Yedi gün mayasiz ekmek-sikintida yenilen ekmek- yiyeceksiniz. Siz Misir’dan acele ile çiktiniz. Öyle ki, yasadiginiz sürece, Misir’dan çiktiginiz günü animsayasiniz. Yedi gün ülkenizin hiç bir yerinde maya bulunmasin. Aksam kurban edeceginiz hayvanlarin etinden ilk günün sabahina bir sey birakmayacaksiniz. Fisih kurbanlarini Tanriniz Rabbin size verecegi kentlerden birinde kesmeyeceksiniz. Ancak Tanriniz Rabbin adini yerlestirmek için seçecegi yerde keseceksiniz. Kurbani orada aksam gün batinca Misir’dan çiktiginiz saatlerde keseceksiniz. Eti Tanriniz Rabbin seçecegi yerde pisirip yiyeceksiniz. Sabah dönüp çadirlariniza gideceksiniz. Alti gün mayasiz ekmek yiyeceksiniz. Yedinci gün Tanriniz Rab için bir toplanti düzenleyecek ve is yapmayacaksiniz.” (Yasa’nin Tekrari 16:1-8) Özellikle 2. ayete dikkat edin. Bu ayeti aklinizda tutun. Benim seçtigim yerde degil. Yalnizca tek bir yer vardir ve bunu Rab seçer. Soru sudur? Tanrinin seçtigi yerde mi tapiniyorum yoksa bu konuda kendi istegimin ardindan mi gidiyorum? Ayni zamanda 3. ayetin üzerinde de düsünün. “Sikinti ile yenen ekmek” mayasiz ekmege verilmis olan yeni bir ifade biçimidir. Gözden kaçirilmamasi gereken yeni bir özelliktir. Bu, dogaya sikinti verir, benim hoslandigim bir sey degildir. Beni hosnut etmez. Ve benim bu mayasiz ekmegi yasamimin tüm günlerinde yemem gerekir. Bunu hiç bir zaman unutmamaliyim.
Ayrica, Fisih kurbanlarinin etinden ilk günün sabahina hiçbir seyin kalmamasi gerekiyordu. Bunun anlami nedir? Yememeleri gereken her sey ates ile yakilmali idi. Mesih’in ölümüne Tanri’nin verdigi deger sinirsizdir. Ateste yakilanlar hos bir koku olarak O’nun huzuruna ulasirlar.
Benim anlayamadigim seyi Tanri takdir eder. Tanri ile olan can tarihçemizin simdiki ani, çok ciddi bir andir, çünkü kapasitemiz bu noktada belirlenir. Bu nedenle, devam etmek ve gerçek araciligi ile büyümemiz gerekir. Ama canlarimizin beslendigi kaynagin tüm dolulugu ve lütfu ile yalnizca Mesih’in olmasi gerektigine dikkat edin.
Tanri, Israil’in yalnizca “Rableri Tanri’nin adini yerlestirmek için seçecegi yerde” kurban kesebilecegini söylerken çok özenli konustu. Sevgili dostlar, bu çok büyük ilke Israil’in gününde oldugu gibi simdi de ayni sekilde geçerlidir. Bu gün, tek toplanma merkezi, Rab Isa’nin Adi’dir, ve yalnizca bu ad için bir araya gelmeyen kutsal, Tanri’nin canlarimizin tatmasini istedigi Mesih’in sagladigi temel keyiften yoksun kalacaktir.
Simdi Çölde Sayim kitabinin yirmi sekizinci bölümüne geri dönelim. Ve yedi gün içinde hangi konular ile ilgilenildigini görelim.”Rab Musa’ya söyle dedi: ‘Israillilere buyur ve de ki, ‘Bana sunacaginiz sunuyu yakilan sunu ve beni hosnut eden koku olarak sunacaginiz yiyecegi belirlenen zamanda sunmaya dikkat edeceksiniz.’ “ (Çölde Sayim 28:1,2) Ve simdi söyle diyebilirsiniz: ‘Bunun anlami nedir? Bu iki bölüm (28 ve 29), Tanri’nin “Benim ekmegim” olarak söz ettiginden bahseder. Mesih’in bizim için ne oldugunu ya da bizim için ne yaptigini temsil etmezler. Ama yine de bu iki bölümde en az on üç kez yakmalik sunudan söz edilir, yine de günah sunusundan bir ara konu olarak söz edilir. Günah sunusu burada asil konu degildir. Burada önemli olan Mesih’in Tanri için ne ifade ettigidir. Yasaminin tüm tatli kokusu ve buhuru ile ve ölümü araciligi ile gösterdigi adanmislik ile Tanri’ya yükselen, Mesih’tir. Her sey Tanri’ya dogru yükselir ve eger deyim yerinde ise, Mesih resmi kurbanlarda Tanri’ya O’nun ekmegi olarak sunulur. Tanri’nin kurbanlar ekmegini olusturan belirlenen dönemlerde Yehova’ya kurban sunma konusunda özenli hareket ediyorlardi.
Simdi belirlenmis olan bu dönemleri inceleyecegiz. Her seyden önce günlük (Çölde Sayim 28: 17-25), haftalik (Çölde Sayim 28:9,10) ve aylik (Çölde Sayim 28:11-15) olmasi gereken genel düzenlemeye sahip olmaniz gerekir. Ve sonra yedi yillik bayramdan ilki olan Fisih bayrami gelir. Fisih bayrami ilk ayin on dördüncü gününde idi; ve on besinci günde kutlanan mayasiz ekmek bayramina geliriz. (Çölde Sayim 28: 17-25). “Bayrami kutlamaya devam edelim…” (1. Korintliler 5.8) der iken elçinin isaret ettigi sey budur. Mesih’teki kilisenin Tanri’nin önünde mayasiz olarak göründügünü düsünmek ne kadar harika bir seydir! Bu da yüzden kötü olanin yargilanmasi gerekiyordu: Buyruk, “Kötü adami aranizdan kovun’ idi. (1. Korintliler 5:13) günah içinde yürüyen bir kisi ile paydaslikta bulunmamalari gerekiyordu. Böyle bir kisi toplulugun ayricaliklarindan koparip atilmali idi. Bayram kutlamasinin kaç gün devam ettirilmesi gerekir? Yedi gün. Tüm bu yedi gün boyunca uygulamali olarak Mesih’i Tanri’nin önünde sunmus olursunuz.
“Ilk gün kutsal toplanti düzenleyecek, gündelik islerinizi yapmayacaksiniz” (Çölde Sayim 28:18) Caniniz Tanri’nin önünde özgürlük içindedir. Önemli olan ilk sey budur. Yasal olan hiç bir sey yoktur. “Benim söyle ya da böyle olmam gerekir.”diye bir sey yoktur. sizin, olmaniz gereken kisi olmadiginiz oldukça dogrudur, ama Mesih bu bayramda olmasi gereken her seydir. Benim kutsal ve adanmis ve gayretli ve adanmis ve tapinan ve sevinen biri olmam gerekir. Oldukça dogru, böyle olunmasi gerekir, ama ben simdi size baska bir sey söyleyecegim, siz tüm bunlari yerine getirmek için ugrasan biri olmaya çalistigini zaman, mutlu degilsinizdir. Neden? Çünkü yedi gününüze biraz “gündelik isleriniz ile” basliyorsunuz. Hayir, hayir, bu ise yaramayacaktir. Her seyden önce Tanri lütfunun içinde yasamaniz gereklidir. Elçinin Galatyalilar’a söyledigi su sözler çok dogrudur: “Mesih bizi özgür olalim diye özgür kildi. Bunun için dayanin. Bir daha kölelik boyunduruguna girmeyin.” Kölelik boyundurugu “Benim yapmam gereken ile” ilgilidir. Ve pek çok sevgili genç imanli bu boyunduruk altinda oldugu için agir bir tutsaklik içindedirler. Tanri’ya Ekmegini getirirsiniz ve o zaman olmaniz gereken kisi olacaksiniz. Yasaminda ve Ölümünde ve O’nun buradaki varliginin kaynaklarindaki her seyden beslenen, Tanri’dir.
On dokuzuncu ayette yer alan “yakmalik sunu” size O’nun ölümünden söz eder. Yirminci ayette bulunan “ yiyecek sunusu ise, size O’nun yasamindan söz eder. Deyim yerinde ise, bunlar Rab Isa Mesih’in tüm kutsanmisligini bizim, Tanri’nin önünde sunmamizdir. Yedi günün her birinde Mesih’ten zevk almak, O’nun bize refakat etmesini devam ettirmek, Tanri’nin önünde O’na isaret etmektir. Bos olarak gelmememiz gerekir. Kendim için bir seyler almak amaci ile bos gelmem ve Mesih’i sunmak ve Tanri’nin önünde O’nu isaret etmek için dolu gelmem arasinda ne kadar büyük bir fark vardir. Bu farki kim olsa görebilir.
Ayet 22’de, “günahlarinizi bagislatmak için de günah sunusu olarak bir teke sunacaksiniz,” Tanri, Mesih’in bizim için ölmesi ile baglantili olani güzel bir sekilde ortaya koyar. Tanri, canlarimizin nasil kendi çevrelerinde dönme egiliminde olduklarini çok iyi bilir, bu nedenle tek bir teke sunar, ama sunu gözlemleyin: tek bir teke bizim ne oldugumuz hakkindaki soruyu yanitlamak için yeterli olacaktir, “iki boga, bir koç ve bir yasinda yedi erkek kuzu” ise Mesih’in yakmalik sunu olarak yeterliligini sunmaktadir.
Burada önemli olan konu, bizim davamizi üstlenen Mesih degildir, yüceltilen Tanri’dir ve Tanri’nin yüregini sevinç ile dolduran Mesih’tir ve size ve bana, O’na getirmemiz gerekenin Mesih oldugunu söylemektedir. Bir sonraki günün sabahina Tanri için Mesih ile baslarsiniz; pazartesi günü ise gidersiniz, ama pazartesi sabahi ilk gün giysinizi üzerinizden çikarmayin. Caninizin tarihçesinde her gününüzü ayni temel üzerinde geçirmeniz gerekir. bu sadece ilk gün degil tüm hafta boyunca her gün ve yedinci günde de Mesih’i giyinmek demektir; çünkü bu konuda söyle yazilmistir: “Yedinci gün kutsal toplanti düzenleyecek ve gündelik islerinizi yapmayacaksiniz.” (Çölde Sayim 28:25) Mesih’i toplantilarimizda oldugu kadar özel odalarimiza ve evlerimize de getiriyor muyuz? Önemli olan konu budur. Hafta Mesih’in özgürlügü ile baslar ve Mesih’in özgürlügü ile biter. Yüregim bu haftanin mayasiz ekmek bayrami ile gerçekten cezbedilmistir. esas olan Mesih’ten ve yalnizca Mesih’ten beslenmektir. Ve sevgili dostlar, eger böyle yaparsak, eminim ki, bu, toplulugun yararina olacaktir. Ah, siz kardeslerin çok kurumus olduklarini söylüyorsunuz, ama kiz kardesler Mesih ile dolular mi? Böyle oldugunu düsünelim, bu durumda birbirimize ne kadar yardimci oluyoruz? Konu budur. Unutmamiza izin vermeyelim.
Kutsallarin topluluguna geldigimiz zaman her birimiz karanlik odaya giren birine benzeriz ve her kisi içeri yaninda bir mum ile girer. Eger fitil iyi ayar edilmis ise, verecegi isik fazla olacaktir, ama eger iyi ayarlanmamis ise, ya da içinde “israfa neden olan” bir sey var ise, isik parlak olmayacak ve diger kisiler, “evet, elinde bir mum var, ama yeterince isik vermiyor” diyeceklerdir. Tanri ile yürümeyen her kutsal, buna benzer bir toplantiya katilir ve bu toplantiya yarar saglamak yerine engel olur. Tanri, bize lütfu araciligi ile iyi ayar edilmis isiklar versin. Ve eminim ki, eger biz Mesih’ten beslenirsek ve yüreklerimiz yalnizca Mesih ile mesgul olursa, Tanri için sunlar gerçeklesecek: Kutsal Ruh üretmek için isleyecek. Rab Isa Mesih’in kokusu, esanslari ve yücelikleri bize O’nun tüm sevgisini vermistir ve simdi bizim ekmek olani O’na sunmamiz için firsat verir. Böyle büyük bir lütfa nasil karsilik verecegimizi bilebilmemiz için dua ediyorum.
Isa, senden asla yorulmayiz,
Yeni ve diri yiyecek yüreklerimizin arzusunu tatmin edebilir,
Ve yasam Senin kanindadir.
Eger mahkum yüreklerimiz gece yarisi
Böyle mutlu bir sarki söyleyebiliyor ise,
O zaman sonsuz övgü patlamalarina neden olan
Sevinçler için ne demeli?
Iç varligimiza bakmak ve orada hiç leke görememek –
Hiç bir yerde lanetin izi yok;
Gözyasi dökmemek, aci hissetmemek,
Ama Seni yüz yüze görmek.
Her yücelik umudunun kazanildigini bilmek,
Her degerli söz yerine geldi
Ve hepsi Rabbin benzeyisine sahip olmak için
Tam olarak elde edilmeli.
Bu nedenle, biz hala ilerliyoruz.
Bu umut ile Baba’nin istegine
Daha çok boyun egecegiz –
Hatta simdiden Sana benzemeye basladik bile.