Bölüm 10
Sekizinci Gün
Sekizinci gün kusursuz iki erkek kuzu, bir yaşında kusursuz bir dişi kuzu tahıl sunusu olarak zeytinyağı ile yoğrulmuş onda üç efa (yaklaşık 3.9 kg.) ince un bir log (yaklaşık 0.3 litre) zeytinyağı getirecek. Paklama işi ile görevli kahin tüm bunları ve pak kılacağı kişiyi Rabbin huzurunda, Buluşma Çadırının giriş bölümünde bekletecek.” Levililer 14:10,11
Uzun zamandır beklenen gün sonunda gelmiştir. Yedi gün geçip gitmiştir ve şimdi sekizinci gün gelmiştir. Kişi şimdi, her tarafı esenlik ve sevinç ve sevgi dolu olan mutlu aile çevresine, yuvaya geri dönebilir. Aşağılanma artık geçmişte kalmıştır. Tanıklık ettiği günler bitmiştir ve artık mutlu yuvası onun önündedir.
Kahin adamı sunacak. Levililer 14:11 |
Kutsal yazılarda “sekizinci günün” özel bir önemi var gibidir. Yedi gün haftayı tamamlamıştır, hafta yedinci günde Şabat ile sona erer. Bundan sonraki gün, ”Şabattan sonraki gün” ya da yeni bir haftanın ilk günüdür. Ama burada ilk gün ya da Şabattan sonraki gün olarak adlandırılmaz. Sekizinci gün olarak adlandırılır. Eğer Levililer 23.bölüme bakar isek farklılık dikkatimizi çekebilir. 11,15 ve 16.ayetlerde “Şabattan sonraki günü” okuruz. Bu ayetler bize Mesih’in dirilişi ve Kutsal Ruhun gelişi ile ilgili örnek olurlar. Ama 36 ve 39.ayetlere baktığımız zaman “Şabattan sonraki günü” değil, sekizinci günü görürüz. Bu ayetlerde, özel bir şekilde tamamen yeni bir başlangıcın yer aldığı dikkatimizi çeker. Mesih bu yeryüzünde bin yıl süre ile egemenlik sürmüştür, tüm günah yok edilmiş ve şeytan sonsuza kadar bağlanmıştır ve böylece bir sevinç ve esenlik sonsuzluğu başlar. Herkes için gerçekten de yeni bir başlangıçtır. Rabbin söylemiş olduğu gibi: “İşte, her şeyi yeni yapıyorum.” Vahiy 21:5
Ve bu sekizinci gün kesinlikle o zavallı cüzamlı için yeni bir başlangıçtır. Ordugahın dışında tek başına dolaşma günleri sona ermiştir. Şimdi artık traş olmaya ve yıkanmaya gerek yoktur. Sevilen kişilerden ve yuvadan uzakta olmak da gerekmez; ama artık bir sevgi, sevinç, esenlik ve tapınma yaşamı başlamıştır. Şimdi onun elindeki her sunu (esenlik sunusu dışında) Mesih İsa’nın Kendisinin kudretli kurbanının tüm çeşitli görünüm ve üstünlüklerini belirtir; kısa bir süre önce dışlanmış biri olan o adam Rabbin önünde sunulmak için gelir. Suç sunusu, tahıl sunusu, günah sunusu ve yakmalık sunu dahil olmak üzere “sonsuz Ruh aracılığı ile kendisini lekesiz olarak Tanrıya sunmuş olan Mesih’in kanının diri Tanrıya kulluk edebilmemiz için vicdanımızı ölü işlerden temizleyeceği ne kadar daha kesindir!” (İbraniler 9:14) Tüm bu sunulardan dolayı bir zamanlar çok uzak olan bu kişi Tanrının yakınına hem de çok yakınına gelir. Ben, Rabbin yanına bu kadar çok yaklaşabilen bir başka İsrailli (kahinler ve Levililer dışında) ya da bu şekilde Rabbin önünde sunulma gibi harika bir ayrıcalığa sahip bir başka İsrailli hatırlamıyorum.
Ben durup bu sahneye bakmayı seviyorum. O adam yalnızca sekiz gün önce ordugahın dışında olan, saçları traşlı, giysileri yırtık, kendi kendine “kirli!” “kirli!” diye bağıran zavallı bir cüzamlı idi. Şimdi ise yalnızca ordugahtan içeri getirilmek ile kalmamış ama aynı zamanda Tanrının evine de getirilmiş ve orada Rabbin önünde sunulmuştur. Mutlu, harika ve kutlu yer! İşte böyle bir yer bize ait kılınmıştır. “Yaptığınız kötülükler yüzünden bir zamanlar düşüncelerinizde Tanrıya yabancı ve düşmandınız. Şimdi ise Mesih sizi Tanrının önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz olarak çıkarmak için öz bedeninin ölümü sayesinde sizi Tanrı ile barıştırdı.” Koloseliler 1:21-22 “Düşüncelerinizde düşmandınız” ifadesi yalnızca ordugahın dışındaki cüzamlıyı tanımlar. “Şimdi ise Mesih öz bedeninin ölümü sayesinde sizi Tanrı ile barıştırdı” ifadesi, o temiz kuşun ölümü aracılığı ile temizlenmiş ve ordugaha geri getirilmiş cüzamlıdan söz eder. Ve tüm bunlar konuyu nereye yönlendirir? “Sizi, Tanrının önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz olarak çıkarmak için.”
Kralın önüne çıkartılan bireylere farklı iyiliğin sunulduğunu bilirsiniz. Ama sevgili imanlı kardeşim, siz ve ben, kralların Kralına sunulmuş olmak gibi harika ve bereketli bir konumdasınız!
Ve ben şu ifadeyi çok severim, “adamı sunacak olan kişi, adamı temiz kılan kahindir.” Beni gök yüzünde yabancı olduğum avlulara, yabancı olduğum tüm o yüceliklere ve o parlak yuvanın harikalarına götürecek olan kişi bir Yabancı değildir: Hayır, o Kişi beni temiz kılan Kahindir. Burada yeryüzünde tanıdığım ve sevdiğim o Kahinin kendisi ve yalnızca O, O’ndan başkası değil! Beni alıp götürecek ve Rabbe sunacak olan O’dur. O benim elimi tutup Rabbin önünde beni sunmak için o yücelik avlularına götürür iken korkacak mıyım? Elimi tutan O’nun elidir. O bereketli ve delinmiş olan aynı el tüm bu yıllar boyunca beni çölde yönlendirmiştir. Şimdi de elimden tutar ve beni Rabbin önünde sunar.
Bir gün 1.Petrus 2:11 ayetini okuyor idik ve biri sevgili, yaşlı bir Çinli kutsala döndü ve şu soruyu sordu: “Bay Chang, Petrus nasıl olur da ‘Siz yabancı ve gariplere yalvarırım’ derken, Pavlus ‘artık yabancı ve garip değilsiniz” diyebilir? Efesliler 2:19. Bay Chang bir an için şaşırarak durdu ve şu soruyu sordu: “Sen burada aşağıda bir yabancı mısın?” “Evet, benim kendi ailem bile beni zor tanır.” “Rab İsa ile karşılaştığın zaman O bir yabancı olacak mı?” Sıcak bir şekilde soruya yanıt veren kardeş birden gülümsedi ve bu aydınlık gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı. “Oo, hayır, hayır! O, benim en iyi Dostum!” O’nu kırk yıldan fazla bir zamandır tanıyorum.” Şu şarkıyı gerçekten yürekten söyleyebiliriz:
“Orada göreceğin Tanrı yabancı olmayacak,
Göğün avlularında sen de yabancı olmayacaksın.
Seni Kendi konutunda selamlayan Tanrı,
Ve selamı çok iyi bilinen sevgisi ile dolu olacak.
Burada aşağıda yabancılar olarak ne kadar çok kalır isek traş olma ve yıkanma konularımızda daha özenli hareket edeceğimiz için dünyaya daha az benzeyeceğiz ve kendimizi yukarda daha az yabancı hissedeceğiz. Bir başka imanlı ise şu şarkıyı söyleyebilir?
“Beni aşağıda dünyada yabancı yapan
Sevgisinde bulduğum hazine söz ile anlatılamaz!”
Sevgili dostlar bizler, o anın sevinç ve onur ve ayrıcalığını düşünüyoruz ama O’nun sevincinin yanında bizim sevincimiz hiç kalmaz mı? O bizi alıp Rabbin önünde takdim ettiği zaman Canının semeresini görüp de tatmin olmaz mı? Burada bir başka zavallı günahkar görüyoruz; O’nun çok değerli kanı ile temizlenmiş ve şimdi de Tanrının yüce huzuruna getirilmiş biri! Bundan daha az olan bir şey Mesih’in yüreğini asla tatmin etmezdi. Her ne kadar siz ve ben günahlarımızın cezasından kurtulmuş olduğumuz için tam olarak tatmin olsak ve cennet kapısının içindeki en gerideki yeri alsak bile yine de sevinirdik. Ama O, yine de bu durumdan tatmin olmaz idi. Bizim Kurtarıcımız bizim için en iyisini hazırlamıştır!
Ve O’nun duyduğu sevincin yanında bizim duyacağımız sevinç nedir? Yahuda 24.ayette O’nun sevinci hakkında biraz da olsa bir fikir elde etmez miyiz? “Kurtarıcımız tek Tanrı sizi düşmekten alıkoyacak ve büyük sevinç içinde lekesiz olarak yüce huzuruna çıkaracak güçtedir.” Bir kez şu sözleri söyleyebilmiş idi: “Canım ölüm derecesinde kederli!” Matta 26:38. Şimdi bu aşırı üzüntü, aşırı sevince dönüşmüştür. O, kaybolan koyunu bulduğu zaman sevinç ile onu omuzlarına aldı: ama şimdi onu eve getirdikten sonra O’nun yüceliğinin huzuruna büyük sevinç ile çıkartır. Yücelerdeki o yuvaya olan tüm yolculuk sırasında O, kuzusuna Ellerinin ustalığı ile rehberlik etti (Mezmur 78:72). Rab İsa kuzusunu kucağında sımsıkı tuttu ve onu sendelemekten korudu ve şimdi artık yolculuğun sonu gelmiştir ve Rab İsa lütfunun ve gücünün semeresini büyük bir sevinç ile yüce huzura çıkartır.
Ama O, nasıl olur da benim gibi kusurlu birini “kusursuz” olarak yüce huzura çıkartabilir? Kahin cüzamlıyı sunarken, cüzamlı elinde o üç kuzudan birini tutmaktadır. Sunulacak olan bu üç kuzudan ayetlerde şöyle söz edildiğini fark edeceksiniz. "Kahin onun için bir kefarette bulunacak.” (ayetler 18,19,20) Kefaretin anlamı, “örtmektir.” Suç sunusunun kanı aracılığı ile örtülmek, günah sunusunun kanı ile örtülmek ve yakmalık sununun kanı aracılığı ile örtülmek! Kısa bir zaman öncesine kadar ordugah dışına atılmış ve arkadaşları ya da yakınları ile bir araya gelmesi bile uygun olmayan bir cüzamlıda asla bir hata, bir kusur ya da bir leke bulunmaması ilginçtir; ama Tanrı onu bu kuzuların temsil ettiği O’nun tüm özellikleri, üstünlükleri ve doğruluğu içinde görür. Bu üç yönlü örtülme, İsa Mesih’in bedeninin üç yönlü karakteri içindeki bedeninin bir sunusundan söz eder. Ama bu sunular aynı zamanda O’nun yeryüzündeki lekesiz yaşamından söz eden tahıl sunusundan ve zeytinyağından ayrılamaz. Eğer bu adam bu sunular olmadan Tanrının yüce huzuruna getirilmek istense idi Tanrı onu huzuruna asla kabul edemezdi, ama bu sunular ile birlikte arkadaşları ve yakınları ile bir araya gelmesi uygun olmayan bu adam Tanrının yüce huzuru için uygun kılınmıştır. Onu bu yüce Huzur için uygun kılan şey yıkanması ya da traş olması – her ne kadar bunlar doğru ve gerekli olsalar dahi - değil idi. Onu uygun kılan tek ama tek şey yalnızca Mesih’in kanı idi. Aynı şekilde bir zamanlar uzakta olan bizler de Mesih’in kanı sayesinde yakın kılındık (Efesliler 2:13) ve “Sevgili’de kabul edildik.” Efesliler 1:6. Kabul edilmemizin tek yolu yalnızca O’nda olmamız ve yalnızca O’nun kanı sayesindedir.
1.Yuhanna 3:2-3 ayetlerinde şu sözleri okuruz: “Mesih göründüğü zaman O’na benzer olacağımızı biliyoruz. Çünkü O’nu olduğu gibi göreceğiz. Mesih’te bu umuda sahip olan Mesih pak olduğu gibi kendini pak kılar.” Kendimizi O’nu görmek ve O’nun gibi olmak için pak kılmayız, pak kılmamızın nedeni O’nu göreceğimize ve O’nun gibi olacağımıza dair kesin bir umuda sahip olmamız ve O’nun Kendini feda etmesi ve Kendi değerli kanı aracılığı ile bizi kurtarmış olmasıdır. Kendimizi kan ile değil ama Söz’ün suyu aracılığı ile pak kılarız.
Sekizinci Gün
“Yağı yedi kez sunağın üzerine serpti. Sunağı, sunağın tüm aletlerini, kazanı ve ayaklıklarını kutsal kılmak için meshetti. Harun’u kutsal kılmak için başına yağ dökerek meşhetti.” Levililer 8:11-12
“Sağ elinin parmağını zeytinyağına batırıp sonra Rabbin huzurunda yedi kez serpecek. Ayrıca pak kılınacak kişinin başına avucunda kalan yağı sürerek Rabbin huzurunda onu arıtacak.” Levililer 14:16,18.
“İşte! Harun’un oğulları hata yaptılar:
Ama cüzamlı şimdi yine de değerli kandan yararlanıyor-
Kaşlarındaki işleve rağmen!
Bu kutsal tacı törensel yasa dışında kim taşıdı?
Cüzamlı ve baş kahin tacı taşıyanı gördüler;
Yalnızca Meshedilmiş Olan!
“Bol lütuf! Şaşırtan sevgi!
Günahkar kan aracılığı ile paklandı.
Tanrıya yakın kılınan bir kutsal
Ve kahin, yalnızca ikisi sevinirler.
“Üç kez bereketlenmiş gerçek! Tanrımızı bilmek,
O’nun Mesih’ini tam doluluğu içinde görmek,
Ve sonra yaşam gücü ile özgür kılınmak için
Aşağıdaki çadırımızı aramak.
Böylece başımızın üzerine dökülmüş
Sevinç veren yağı buluruz.
Önce eskiye ait olan her şeyi arkamızda bırakırız
Ve sonra - kutsalların arasına karışırız.
“Özlenen sekizinci gün yükselir,
Dışarda kalan kapıya yaklaşır.
Yüceliğin ışığı bereketler ile akar
Ve Tanrının Kendisi görünür.
“Yeryüzündeki göçmen için yolu bulmak
Ne kadar da zahmetlidir, onlar kıtlık görünümünün
Üzerine çıkarlar ve yine de iman sevincini bilirler.
“Yedinci gün günlerin ötesindedir;
Geçmeden önce çadırı gererler ve yollarına böyle,
Yani, ne yazık ki göğü görmeden devam ederler.
“Lütuf aracılığı ile sünnet olur ve
Biz sevinç ile sunağı yükseltiriz:
Sonra burada Senin ile gömülmüş olarak
Çadırımızın Senin övgünü işitmesi gerekir.
“Yeni yaratılışın yer aldığı alayda yürümek,
Bir zamanlar Adem’de cüzamlı iken
Şimdi yalnızca Mesih için buradayız.”
(Yazarı bilinmiyor)