Vahiy 19:11 - 20:3
Mesih’in Görünmesi
Vahiy 11:15-18 ayetlerinden daha önce öğrenmiş olduğumuz şudur: son yargı borazanının çalınması ile birlikte bu dünyanın krallıkları Rabbimizin ve O’nun Mesihi’nin krallıkları haline gelir. Bu büyük olayın kaydedilmesini Mesih’in egemenliğinden hemen önce gelen Vahiy kitabında yer alan önemli bir ara olay takip eder. Bu ara olayın ardından gelecek olan olayların peygamberlik tarihi Vahiy 19:11 ayetinde devam eder.
Ayet 11 — Burada bize, Mesih’in herkesin önünde görünmesi ve yeryüzünde O’nun egemenliğini bina edecek olan kutsalları anlatılır. Yuhanna, “göğün açıldığını” gördüğünü söyler. Gökler ne zaman açılsa bu olayın Mesih ile bağlantılı olduğunu anlarız. “İsa vaftiz olup sudan çıktığı anda gökler açıldı” öyle ki, gökler sonunda aşağı bakıp yeryüzünde Baba’nın hoşnut olduğu Kişi’yi görebilsin (Matta 3:16,17). İsa göğe yükseldikten sonra İstefanos, “göklerin açıldığını ve İnsanoğlu’nun Tanrı’nın sağında durmakta olduğunu görebiliyorum” diyebilir. Gökler şimdi yeryüzündeki imanlıların gözlerini göğe dikip yücelik içinde Olan’ı görebilmeleri için açılır (Elçilerin İşleri 7:55,56). Vahiy 4:1 ayetinde “gökte açık duran bir kapı” görürüz. Öyle ki, Yuhanna Ruh’un etkisinde kalarak Mesih’i bulmak için bu yücelik sahnesinden içeri girebilsin ve “görkemi, onuru ve kudreti” almaya layık olan yaratıcı ve Kurtarıcı olan Kişi’yi evrensel övgünün konusu olan Kuzu’yu görebilsin (Vahiy 4:11, Vahiy 5.9-14). Bu on dokuzuncu bölümde Mesih’in kralların Kralı ve rablerin Rabbi olarak egemenlik sürmek üzere ortaya çıkabilmesi için gökler açılır. Bundan sonra “göklerin açık” olduğunu görmeye devam edeceğiz, öyle ki, melekler, Mesih’in - göklerin yeryüzü ile temas halinde olacağı - egemenliği altındaki bin yıllık dönem için İnsanoğlu olan Mesih’i bekleyebilsinler. (Yuhanna 1:51)
Görümde Yuhanna, zaferli gücün sembolü olan “beyaz bir at” görür. İsa’nın ilk gelişinde koşullar onun küçük bir bebek olarak güçsüzlüğünü ve alçalan lütfunu gerektiriyordu. Ama İsa’nın bundan sonraki gelişi güç ve yücelik içinde olacaktır. Beyaz atın üzerindeki Binici’nin yalnızca Mesih’i temsil edebileceğini biliyoruz, çünkü Mesih’ten başka hiç kimse “Sadık ve Gerçek” olarak tanımlanamaz. İlk gelişinde İsa, insanlara kurtuluş getiren “lütuf ve gerçek” olarak ifade edildi. İkinci gelişinde yargı infaz etmek üzere sadık ve Gerçek olarak ortaya çıkacaktır. Böylece, bu bölümdeki hemen ilk ifadenin ardından “adalet ile yargılayacağını ve savaşacağını” okuyoruz.
Ayet 12 — “Gözleri alev alev yanan ateş gibidir” ifadesinin O’nun araştıran bakışlarından hiç bir şeyin gizlenemeyeceğini belirttiği kesindir. Başında bulunan çok sayıda taç, bize O’nun evrensel hükümranlığını ve egemen haklarını hatırlatıyor olabilir. Sonra “O’nun Kendisinden başka hiç kimsenin bilmediği bir ada sahip olduğunu” okuruz. Bölüm, bize bir ölçüde O’nun bilebileceğimiz diğer adlarından söz eder, çünkü O’ndan “Sadık ve Gerçek” ve “Tanrı’nın Sözü” olarak bahsedilir ve ayrıca “kalçasının üzerinde rablerin Rabbi ve kralların Kralı” adı yazılıdır. Ama O İnsanoğlu olarak egemenlik sürmek üzere ortaya çıktığı takdirde, Tanrı Oğlu olarak taşıdığı Kişiliğinin yüceliği özenli bir şekilde muhafaza edilir. Bu Kişiliği ile insanın ötesinde ve bir yaratığa özgü anlayışın çok üzerindedir, çünkü Oğul’u Baba’dan başka kimse tanımaz.” (Matta 11:27)
Ayet 13 — İsa’nın “kana batırılmış kaftanı” kesinlikle günahkarlar için dökülen kanından söz etmez, bununla kast edilen isyan edenlerin kanıdır – isyan edenlerin yargı altındaki ölümlerinin belirtisi. Yuhanna’nın müjdesinden bildiğimize göre, Söz olan Mesih Baba’yı lütuf ve gerçek aracılığı ile açıklar. O’nun burada Tanrı’nın uluslara karşı olan adaletini ve gazabını ilan ettiğini öğreniyoruz.
Ayet 14 — Şimdi, yüceltilmiş kutsalların Mesih göründüğü zaman, O’nunla birlikte ortaya çıkacaklarını öğreniyoruz. Diğer Kutsal Yazılardan Rab İsa’nın göklerden göründüğü zaman, yanında “kudretli melekleri” olacağını biliyoruz. (2. Selanikliler 1:7) Aynı zamanda Mesih ile birlikte imanlıların da geleceklerini biliyoruz. Çünkü bunu ayette okuruz: “Yaşamınız olan Mesih göründüğü zaman, siz de O’nunla birlikte yücelmiş olarak görüneceksiniz.” (Koloseliler 3:4) Burada Mesih’i izleyen ordular, melekler ordusundan çok yüceltilmiş kutsallara işaret eder gibi görünürler. Vahiy 17:14 ayetinden rablerin Rabbi ve kralların Kralı ile birlikte olanların “çağrılmış, seçilmiş ve O’na sadık kalmış olanlar” ifadeleri ile tanımlanmış olduklarını öğrendiğimiz için bu ifadeler ile meleklerin kast ediliyor olması imkansızdır. Daha sonra Mesih’i izleyen bu kişilerin “beyaz, temiz ve ince ketene bürünmüş olduklarını okuruz ve böylece Kral’ın ve Rabbin zaferli gücüne eşlik etmek için ahlaksal açıdan uygun olduklarını anlarız.
Ayet 15 — Kutsallar Rabbe eşlik edebilirler, ama yargı infazında bulunacak olan Rabbin Kendisidir. Ağzından ulusları vuracak olan keskin bir kılıç uzanan kişi konuşacağı söz ile kötüleri yok edecektir. Eli onları demir çomak ile güdecek – ikinci Mezmur’un yerine getirilişi – ve inançsızları ve isyan eden ulusları paramparça edecektir. Yargısını esirgemeyecek ve Ayakları ile “Her Şeye Gücü Yeten Tanrı’nın ateşli gazabının şarabını üreten masarayı [üzüm sıkma çukuru] Kendisi çiğneyecektir.”
Ayet 16 — Böylece, Tanrı’nın tüm düşmanları ile başa çıkmak için yücelik içinde göründüğü zaman, O’nun gerçekten “KRALLARIN KRALI VE RABLERİN RABBİ” olduğu ortaya çıkacaktır. Tanrı, O’nun hakkında şunu beyan etmiştir: “Dile benden, sana miras olarak ulusları, mülk olarak yeryüzünün dört bucağını vereyim” (Mezmur 2:8).
Ayet 17,18 — Bölümün sonundaki ayetler, Mesih’in görünüşünden hemen sonra meydana gelecek olan yargıları önceden bildirirler. Dokuzuncu ayette Kuzu’nun evlilik şölenine davet edilecek olan göklerdeki kutsalların bereketinden söz edilir. Bu ayette yazılı olan çok farklı bir şölendir- kralların, komutanların, güçlü adamların, atları ile binicilerinin, özgür, köle, küçük, büyük hepsinin etinin uçan tüm kuşlar tarafından yenmesi için toplanılacak olan Tanrı’nın büyük şöleni; Mesih’in görünmesi ile birlikte yargı bu kişilerin üzerine inecektir.
Ayet 19 — Eğer kralların Kralı yanında cennetin orduları ile birlikte yeryüzüne gelirse, şeytan da “yeryüzü krallarını ve onların ordularını” atının üstünde Oturan’a ve O’nun ordularına karşı savaşmak için bir araya toplayacaktır.
Ayet 20 — Cennetin orduları ile birlikte Mesih ve yeryüzü ordularına önderlik eden canavarın arasındaki çatışma konusu, ancak kötülük güçlerinin ağır bir yenilgiye uğrayarak çökmesi ile sonuçlanabilir. Bu dünya tarihi boyunca yalnızca iki insana ölümden geçmeden göğe alınma gibi özel bir yücelik ve onur ihsan edilmiştir. Dünya kendisini vahşete ve ahlaksızlığa teslim etmiş olduğu zaman, “Tanrı yolunda yürüyen Hanok, sonradan ortadan kayboldu, çünkü Tanrı onu yanına almıştı.” Yine, İsrail ulusu inançsızlık ve ahlaksızlık çukuruna battığı zaman, peygamber İlyas göğe alındı. Şu anda incelediğimiz dönem inançsız bir dünyanın Tanrı’ya ve Mesih’e karşı savaşmak üzere bir araya toplandığı zamandır ve bu isyana önderlik eden iki kişinin “kükürt ile yanan ateş gölüne diri diri atıldıklarını” öğreniyoruz. Daha önce işaret edilmiş olduğu gibi eğer Tanrı, Tanrı’dan yana durmuş olan iki kişiyi cennete diri olarak götürerek merhamet belirtisi göstermek amacı ile müdahale etmiş ve araya girmiş ise, o zaman Tanrı şimdi şeytanın yönetimindeki kötülüğün önderleri olan bu iki kişiyi de ateş gölüne diri olarak göndermekle yargısını infaz eden müdahalede bulunmuş olur. Artık büyük beyaz tahtın önünde canavar ve sahte peygamber için başka hiçbir yargıya gerek kalmamıştır. Onların sonsuz yargıları bir anda infaz edilmiştir. Onları izleyen ordular krallar Kralı’nın yöneten yargısı altına girerler. Ancak bu yargı iki kötülük önderinin yargısı gibi ani ve dehşetli bir felaket şeklinde değildir. Onların büyük beyaz tahtın önünde yine de görünmeleri gerekmektedir.
Vahiy 20
Ayetler 20: 1-3 — Bu günkü Hıristiyanlığın ilerlemekte olduğu kötülüğün korkutan zirvesini görmüştük. Batılı uluslar bu önderlerin egemenliği altında Mesih’e ve cennetin ordularına karşı açıkça isyan ederek bir araya toplandıkları zaman, bu kötülük zirvesine ulaşmış oldular. Aynı zamanda bu önderleri ve onların ordularını bekleyen korkunç felaketi de görmüştük. Ve böylece Tanrı Sözü’nün verdiği tam güvence ile çevremizdeki dünyayı beklemekte olan ciddi krizin farkına varmış oluruz. Ama yine de geriye Tanrı’nın ve insanın, Mesih’in ve O’nun kutsallarının en büyük düşmanı kalmıştır. Şimdi bize onun kim olduğu ve sahip olduğu tüm gücünden nasıl mahrum bırakılacağı anlatılır. Bize, bu düşmanın dünyanın başlangıç tarihinden beri ve yüzlerce yıl boyunca Tanrı’ya karşı edilen tüm isyanın aktif kaynağı olan o düşmüş varlık, “o eski yılan” olduğu hatırlatılır. Bu düşman, yılan olarak başlangıçtan beri insanı ayartan olmuştur; şeytan olarak insanın düşmanıdır; iblis olarak her zaman kutsalların suçlayıcısı olmuştur, ve Ejderha olarak gücünü insanların yıkımı için kullanmıştır.
Mesih’in görünmesi ile birlikte göklerden inen bir melek bir anahtar ve zincir sembolü ile onun gücünü bağlayacak ve onu dipsiz derinliklere gönderecek ve böylelikle Mesih’in bin yıllık egemenlik dönemi boyunca yeryüzünü onun varlığından kurtaracaktır.
Vahiy 12. bölümde onun gökyüzünden “yeryüzüne” atılacağını öğrenmiştik ve şimdi bin yıllık dönem sona erdiği zaman kısa bir süre için çözülmek üzere ateş gölündeki nihai cezasını almadan önce yeryüzünden “dipsiz derinliklere” atılacağını öğreniyoruz.