November 2017

Bölüm 10

Sekizinci Gün

Sekizinci gün kusursuz iki erkek kuzu, bir yaşında kusursuz bir dişi kuzu tahıl sunusu olarak zeytinyağı ile yoğrulmuş onda üç efa (yaklaşık 3.9 kg.) ince un bir log (yaklaşık 0.3 litre) zeytinyağı getirecek. Paklama işi ile görevli kahin tüm bunları ve pak kılacağı kişiyi Rabbin huzurunda, Buluşma Çadırının giriş bölümünde bekletecek.” Levililer 14:10,11

Uzun zamandır beklenen gün sonunda gelmiştir. Yedi gün geçip gitmiştir ve şimdi sekizinci gün gelmiştir. Kişi şimdi, her tarafı esenlik ve sevinç ve sevgi dolu olan mutlu aile çevresine, yuvaya geri dönebilir. Aşağılanma artık geçmişte kalmıştır. Tanıklık ettiği günler bitmiştir ve  artık mutlu yuvası onun önündedir.

Cüzamlının Yasası
Kahin adamı sunacak. Levililer 14:11

Kutsal yazılarda “sekizinci günün” özel bir önemi var gibidir. Yedi gün haftayı tamamlamıştır, hafta yedinci günde Şabat ile sona erer. Bundan sonraki gün, ”Şabattan sonraki gün” ya da yeni bir haftanın ilk günüdür. Ama burada ilk gün ya da Şabattan sonraki gün olarak adlandırılmaz. Sekizinci gün olarak adlandırılır. Eğer Levililer 23.bölüme bakar isek farklılık dikkatimizi çekebilir. 11,15 ve 16.ayetlerde “Şabattan sonraki günü” okuruz. Bu ayetler bize Mesih’in dirilişi ve Kutsal Ruhun gelişi ile ilgili örnek olurlar. Ama 36 ve 39.ayetlere baktığımız zaman “Şabattan sonraki günü” değil, sekizinci günü görürüz. Bu ayetlerde, özel bir şekilde tamamen yeni bir başlangıcın yer aldığı dikkatimizi çeker. Mesih bu yeryüzünde bin yıl süre ile egemenlik sürmüştür, tüm günah yok edilmiş ve şeytan sonsuza kadar bağlanmıştır ve böylece bir sevinç ve esenlik sonsuzluğu başlar. Herkes için gerçekten de yeni bir başlangıçtır. Rabbin söylemiş olduğu gibi: “İşte, her şeyi yeni yapıyorum.” Vahiy 21:5

Ve bu sekizinci gün kesinlikle o zavallı cüzamlı için yeni bir başlangıçtır. Ordugahın dışında tek başına dolaşma günleri sona ermiştir. Şimdi artık traş olmaya ve yıkanmaya gerek yoktur. Sevilen kişilerden ve yuvadan uzakta olmak da gerekmez; ama artık bir sevgi, sevinç, esenlik ve tapınma yaşamı başlamıştır. Şimdi onun elindeki her sunu (esenlik sunusu dışında) Mesih İsa’nın Kendisinin kudretli kurbanının tüm çeşitli görünüm ve üstünlüklerini belirtir; kısa bir süre önce dışlanmış biri olan o adam Rabbin önünde sunulmak için gelir. Suç sunusu, tahıl sunusu, günah sunusu ve yakmalık sunu dahil olmak üzere “sonsuz Ruh aracılığı ile kendisini lekesiz olarak Tanrıya sunmuş olan Mesih’in kanının diri Tanrıya kulluk edebilmemiz için vicdanımızı ölü işlerden temizleyeceği ne kadar daha kesindir!” (İbraniler 9:14) Tüm bu sunulardan dolayı bir zamanlar çok uzak olan bu kişi Tanrının yakınına hem de çok yakınına gelir. Ben, Rabbin yanına bu kadar çok yaklaşabilen bir başka İsrailli (kahinler ve Levililer dışında) ya da bu şekilde Rabbin önünde sunulma gibi harika bir ayrıcalığa sahip bir başka İsrailli hatırlamıyorum.

Ben durup bu sahneye bakmayı seviyorum. O adam yalnızca sekiz gün önce ordugahın dışında olan, saçları traşlı, giysileri yırtık, kendi kendine “kirli!” “kirli!” diye bağıran zavallı bir cüzamlı idi. Şimdi ise yalnızca ordugahtan içeri getirilmek ile kalmamış ama aynı zamanda Tanrının evine de getirilmiş ve orada Rabbin önünde sunulmuştur. Mutlu, harika ve kutlu yer! İşte böyle bir yer bize ait kılınmıştır. “Yaptığınız kötülükler yüzünden bir zamanlar düşüncelerinizde Tanrıya yabancı ve düşmandınız. Şimdi ise Mesih sizi Tanrının önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz olarak çıkarmak için öz bedeninin ölümü sayesinde sizi Tanrı ile barıştırdı.” Koloseliler 1:21-22 “Düşüncelerinizde düşmandınız” ifadesi yalnızca ordugahın dışındaki cüzamlıyı tanımlar. “Şimdi ise Mesih öz bedeninin ölümü sayesinde sizi Tanrı ile barıştırdı” ifadesi, o temiz kuşun ölümü aracılığı ile temizlenmiş ve ordugaha geri getirilmiş cüzamlıdan söz eder. Ve tüm bunlar konuyu nereye yönlendirir? “Sizi, Tanrının önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz olarak çıkarmak için.”

Kralın önüne çıkartılan bireylere farklı iyiliğin sunulduğunu bilirsiniz. Ama sevgili imanlı kardeşim, siz ve ben, kralların Kralına sunulmuş olmak gibi harika ve bereketli bir konumdasınız!

Ve ben şu ifadeyi çok severim, “adamı sunacak olan kişi, adamı temiz kılan kahindir.” Beni gök yüzünde yabancı olduğum avlulara, yabancı olduğum tüm o yüceliklere ve o parlak yuvanın harikalarına götürecek olan kişi bir Yabancı değildir: Hayır, o Kişi beni temiz kılan Kahindir. Burada yeryüzünde tanıdığım ve sevdiğim o Kahinin kendisi ve yalnızca O, O’ndan başkası değil! Beni alıp götürecek ve Rabbe sunacak olan O’dur. O benim elimi tutup Rabbin önünde beni sunmak için o yücelik avlularına götürür iken korkacak mıyım? Elimi tutan O’nun elidir. O bereketli ve delinmiş olan aynı el tüm bu yıllar boyunca beni çölde yönlendirmiştir. Şimdi de elimden tutar ve beni Rabbin önünde sunar.

Bir gün 1.Petrus 2:11 ayetini okuyor idik ve biri sevgili, yaşlı bir Çinli kutsala döndü ve şu soruyu sordu: “Bay Chang, Petrus nasıl olur da ‘Siz yabancı ve gariplere yalvarırım’ derken, Pavlus ‘artık yabancı ve garip değilsiniz” diyebilir? Efesliler 2:19. Bay Chang bir an için şaşırarak durdu ve şu soruyu sordu: “Sen burada aşağıda bir yabancı mısın?” “Evet, benim kendi ailem bile beni zor tanır.” “Rab İsa ile karşılaştığın zaman O bir yabancı olacak mı?” Sıcak bir şekilde soruya yanıt veren kardeş birden gülümsedi ve bu aydınlık gülümsemesi tüm yüzüne yayıldı. “Oo, hayır, hayır! O, benim en iyi Dostum!” O’nu kırk yıldan fazla bir zamandır tanıyorum.” Şu şarkıyı gerçekten yürekten söyleyebiliriz:

“Orada göreceğin Tanrı yabancı olmayacak,
Göğün avlularında sen de yabancı olmayacaksın.
Seni Kendi konutunda selamlayan Tanrı,
Ve selamı çok iyi bilinen sevgisi ile dolu olacak.

Burada aşağıda yabancılar olarak ne kadar çok kalır isek traş olma ve yıkanma konularımızda daha özenli hareket edeceğimiz için dünyaya daha az benzeyeceğiz ve kendimizi yukarda daha az yabancı hissedeceğiz. Bir başka imanlı ise şu şarkıyı söyleyebilir?

“Beni aşağıda dünyada yabancı yapan
Sevgisinde bulduğum hazine söz ile anlatılamaz!”

Sevgili dostlar bizler, o anın sevinç ve onur ve ayrıcalığını düşünüyoruz ama O’nun sevincinin yanında bizim sevincimiz hiç kalmaz mı? O bizi alıp Rabbin önünde takdim ettiği zaman Canının semeresini görüp de tatmin olmaz mı? Burada bir başka zavallı günahkar görüyoruz; O’nun çok değerli kanı ile temizlenmiş ve şimdi de Tanrının yüce huzuruna getirilmiş biri! Bundan daha az olan bir şey Mesih’in yüreğini asla tatmin etmezdi. Her ne kadar siz ve ben günahlarımızın cezasından kurtulmuş olduğumuz için tam olarak tatmin olsak ve cennet kapısının içindeki en gerideki yeri alsak bile yine de sevinirdik. Ama O, yine de bu durumdan tatmin olmaz idi. Bizim Kurtarıcımız bizim için en iyisini hazırlamıştır!

Ve O’nun duyduğu sevincin yanında bizim duyacağımız sevinç nedir? Yahuda 24.ayette O’nun sevinci hakkında biraz da olsa bir fikir elde etmez miyiz? “Kurtarıcımız tek Tanrı sizi düşmekten alıkoyacak ve büyük sevinç içinde lekesiz olarak yüce huzuruna çıkaracak güçtedir.” Bir kez şu sözleri söyleyebilmiş idi: “Canım ölüm derecesinde kederli!” Matta 26:38. Şimdi bu aşırı üzüntü, aşırı sevince dönüşmüştür. O, kaybolan koyunu bulduğu zaman sevinç ile onu omuzlarına aldı: ama şimdi onu eve getirdikten sonra O’nun yüceliğinin huzuruna büyük sevinç ile çıkartır.  Yücelerdeki o yuvaya olan tüm yolculuk sırasında O, kuzusuna Ellerinin ustalığı ile rehberlik etti (Mezmur 78:72). Rab İsa kuzusunu kucağında sımsıkı tuttu ve onu sendelemekten korudu ve şimdi artık yolculuğun sonu gelmiştir ve Rab İsa lütfunun ve gücünün semeresini büyük bir sevinç ile yüce huzura çıkartır.

Ama O, nasıl olur da benim gibi kusurlu birini “kusursuz” olarak yüce huzura çıkartabilir? Kahin cüzamlıyı sunarken, cüzamlı elinde o üç kuzudan birini tutmaktadır. Sunulacak olan bu üç kuzudan ayetlerde şöyle söz edildiğini fark edeceksiniz. "Kahin onun için bir kefarette bulunacak.” (ayetler 18,19,20) Kefaretin anlamı, “örtmektir.” Suç sunusunun kanı aracılığı ile örtülmek, günah sunusunun kanı ile örtülmek ve yakmalık sununun kanı aracılığı ile örtülmek! Kısa bir zaman öncesine kadar ordugah dışına atılmış ve arkadaşları ya da yakınları ile bir araya gelmesi bile uygun olmayan bir cüzamlıda asla bir hata, bir kusur ya da bir leke bulunmaması ilginçtir; ama Tanrı onu bu kuzuların temsil ettiği O’nun tüm özellikleri, üstünlükleri ve doğruluğu içinde görür. Bu üç yönlü örtülme, İsa Mesih’in bedeninin üç yönlü karakteri içindeki bedeninin bir sunusundan söz eder. Ama bu sunular aynı zamanda O’nun yeryüzündeki lekesiz yaşamından söz eden tahıl sunusundan ve zeytinyağından ayrılamaz. Eğer bu adam bu sunular olmadan Tanrının yüce huzuruna getirilmek istense idi Tanrı onu huzuruna asla kabul edemezdi, ama bu sunular ile birlikte arkadaşları ve yakınları ile bir araya gelmesi uygun olmayan bu adam Tanrının yüce huzuru için uygun kılınmıştır. Onu bu yüce Huzur için uygun kılan şey yıkanması ya da traş olması – her ne kadar bunlar doğru ve gerekli olsalar dahi - değil idi. Onu uygun kılan tek ama tek şey yalnızca Mesih’in kanı idi. Aynı şekilde bir zamanlar uzakta olan bizler de Mesih’in kanı sayesinde yakın kılındık (Efesliler 2:13) ve “Sevgili’de kabul edildik.” Efesliler 1:6. Kabul edilmemizin tek yolu yalnızca O’nda olmamız ve yalnızca O’nun kanı sayesindedir.

1.Yuhanna 3:2-3 ayetlerinde şu sözleri okuruz: “Mesih göründüğü zaman O’na benzer olacağımızı biliyoruz. Çünkü O’nu olduğu gibi göreceğiz. Mesih’te bu umuda sahip olan Mesih pak olduğu gibi kendini pak kılar.” Kendimizi O’nu görmek ve O’nun gibi olmak için pak kılmayız, pak kılmamızın nedeni O’nu göreceğimize ve O’nun gibi olacağımıza dair kesin bir umuda sahip olmamız ve O’nun Kendini feda etmesi ve Kendi değerli kanı aracılığı ile bizi kurtarmış olmasıdır. Kendimizi kan ile değil ama Söz’ün suyu aracılığı ile pak kılarız.

Sekizinci Gün

“Yağı yedi kez sunağın üzerine serpti. Sunağı, sunağın tüm aletlerini, kazanı ve ayaklıklarını kutsal kılmak için meshetti. Harun’u kutsal kılmak için başına yağ dökerek meşhetti.” Levililer 8:11-12

“Sağ elinin parmağını zeytinyağına batırıp sonra Rabbin huzurunda yedi kez serpecek. Ayrıca pak kılınacak kişinin başına avucunda kalan yağı sürerek Rabbin huzurunda onu arıtacak.” Levililer 14:16,18.

“İşte! Harun’un oğulları hata yaptılar:
Ama cüzamlı şimdi yine de değerli kandan yararlanıyor-
Kaşlarındaki işleve rağmen!

Bu kutsal tacı törensel yasa dışında kim taşıdı?
Cüzamlı ve baş kahin tacı taşıyanı gördüler;
Yalnızca Meshedilmiş Olan!

“Bol lütuf! Şaşırtan sevgi!
Günahkar kan aracılığı ile paklandı.
Tanrıya yakın kılınan bir kutsal
Ve kahin, yalnızca ikisi sevinirler.

“Üç kez bereketlenmiş gerçek! Tanrımızı bilmek,
O’nun Mesih’ini tam doluluğu içinde görmek,
Ve sonra yaşam gücü ile özgür kılınmak için
Aşağıdaki çadırımızı aramak.

Böylece başımızın üzerine dökülmüş
Sevinç veren yağı buluruz.
Önce eskiye ait olan her şeyi arkamızda bırakırız
Ve sonra  - kutsalların arasına karışırız.

“Özlenen sekizinci gün yükselir,
Dışarda kalan kapıya yaklaşır.
Yüceliğin ışığı bereketler ile akar
Ve Tanrının Kendisi görünür.

“Yeryüzündeki göçmen için yolu bulmak
Ne kadar da zahmetlidir, onlar kıtlık görünümünün
Üzerine çıkarlar ve yine de iman sevincini bilirler.
“Yedinci gün günlerin ötesindedir;

Geçmeden önce çadırı gererler ve yollarına böyle,
Yani, ne yazık ki göğü görmeden devam ederler.

“Lütuf aracılığı ile sünnet olur ve
Biz sevinç ile sunağı yükseltiriz:
Sonra burada Senin ile gömülmüş olarak
Çadırımızın Senin övgünü işitmesi gerekir.

“Yeni yaratılışın yer aldığı alayda yürümek,
Bir zamanlar Adem’de cüzamlı iken
Şimdi yalnızca Mesih için buradayız.”
(Yazarı bilinmiyor)

Bölüm 11

Suç Sunusunun Kuzusu

“Sonra kahin erkek kuzulardan birini alıp bir log ( yaklaşık 0.3 litre) zeytinyağı ile birlikte Rabbe suç sunusu olarak sunacak. Sallamalık sunu olarak bunları Rabbin huzurunda sallayacak.” Levililer 14:12

Cüzamlının Yasası
Erkek kuzu suç sunusu olarak. Levililer 14:12

O suç sunusu kuzunun zavallı cüzamlı ile birlikte Rabbe sunulması, O’nun için söz ile anlatılamaz bir sevinç olur. O kuzuyu Tanrının Kendisi sağlamıştır, O, “dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrının Kuzusudur”. (Yuhanna 1:29) Bu kuzu, Tanrının biricik Oğlunu tanımlar. Ve Onun ile birlikte Kutsal Ruhu sembolize eden bir log (yaklaşık 0.3 litre) zeytinyağı da vardı. Kutsal Üçlü’nün üç Kişisinin hepsinin kefaret edilmiş günahkarı yukardaki yuvasına götürme konusunda rolü olduğunu görürüz.

“Erkek kuzuyu günah sunusunun ve yakmalık sununun kesildiği kutsal yerde kesecek. Çünkü günah sunusu gibi suç sunusu da kahine aittir. Çok kutsaldır.” Levililer 14 ayet 13.

Bu noktada anlıyoruz ki, cüzam yalnızca kirlilik değil ama aynı zamanda Rabbe karşı işlenmiş bir suç olarak da sayılıyor ve bu nedenle de bir suç sunusunu gerektiriyor idi. Bu yüzden farkına varmamız gereken şey şudur: Biz yalnızca günah tarafından kirletilmek ile kalmadık ama aynı zamanda her birimiz bireysel olarak “Rabbe karşı suç işledik.” Şu sözler ile feryat etmemiz doğrudur: “Rab, sana yalnızca sana karşı günah işledik.” (Mezmur 51:4) Zavallı kaybolan oğulun öğrenmesi gereken ders bu idi; onun şu sözler ile feryat ettiğini işitiyoruz:” Baba, Tanrıya ve sana karşı günah işledim.” Luka 15:21

Cüzamlının Yasası
“Kahin erkek kuzuyu kesecek.” Levililer 14:13

{ Eski Antlaşmada İsrail halkı arasında olan cüzamın varlığından farklı olaylarda söz edildiğini hatırlayacaksınız (Miriam, Çölde Sayım 12; Gehazi, 2.Krallar 5; Uziyya, 2.Tarihler 26), her dönemde büyük bir günah işlendiği zaman bu korkunç hastalığın bir ceza olarak gönderilmiş olduğuna dikkatiniz çekilecek. Gehazi’nin olayında cüzam onun tohumuna da sonsuza kadar yapışacak idi. Naaman’ın öyküsünde günahtan söz edilmemiştir (2.Krallar 5); ama İsrail halkından biri değildi. Eğer Tanrı cüzamı Halkı için bir ceza olarak kullandı ise- ki öyle görünüyor – o zaman bu suç sunusunun hastalığa neden olan günah için kefaret etme olasılığı söz konusudur. Ama benim bu örnekte suç sunusunun bize, bizim işlediğimiz günah eylemlerine kefaret eden Mesih’in ölümünü anlattığı konusunda hiç kuşkum yoktur.

Ama suç sunusu aynı günah sunusu gibi kahine ait idi. Kahin suç sunusunu yediği zaman bu sunuyu sunan kişinin suçunu kendi suçu yapmış oluyordu. Söz ile anlatılamayan ne yüce bir lütuf! Ve işte yüce Baş Kahinimiz de bizim için aynısını yapmıştır. 2.baskı}

“Kahin pak kılınacak kişinin sağ kulak memesine, sağ elinin ve sağ ayağının başparmağına suç sunusunun kanından sürecek.” Levililer 14:14.

Cüzamlının Yasası
Sağ kulak memesine, sağ elinin ve sağ
ayağının baş parmağına kanı sürecek. Levililer 14:14

Bizim tüm suçlarımızı ortadan kaldırmış olan suç sunusunun kanı şimdi temizlenmiş cüzamlının kulağına ve sağ elinin başparmağına ve sağ ayağının başparmağına işaret eder. Bu, bu yücelik avlularından içeri giren herkese işaret eden bir rozet ya da bir nişana gibidir. Bu değerli kan aracılığı ile temizlenmesi gereken yalnızca bu organları değil, aynı zamanda başı yani tüm zekası ve yetenekleriydi de. Elleri Rabbe karşı günah işlemek için pek çok kez kullanılmış idi ama şimdi sağ başparmağındaki kan tüm günahlarının bağışlanmış olduğunun işareti ve belirtisidir. Ayaklarımız bizi, kendi yollarımızda yürümek için ne kadar sık yoldan saptırmıştır. (Yeşaya 53:6) ama şimdi sağ ayağın başparmağı kan herkese onların tüm suçlarının Ra için bbin üzerine yüklenmiş olduğunu söylemektedir.

Burada yeryüzünde Halkının ayaklarını yıkamak için alçalmış Olan, şimdi de çarmıhta bu ayakları kendi değerli kanı ile belirlemek üzere yine alçalır.

O’nun kutsal başı, bir kez dikenlerle taçlandı ve görüntüsü öylesine bozuldu ki insanlar O’ndan yüz çevirdiler (Yeşaya 52:14). O’nun değerli kanı bir kez başına ve alnına aktı ve şimdi benim başımı Kendi başı ve yalnızca Kendi başı olarak sonsuza kadar belirledi. O’nun elleri ve ayakları benim için delindi ve tüm sonsuzluk boyunca o zalim çivilerin izlerini taşıyacak: ve şimdi benim elim ve ayağım onları satın alan kanın izini taşıyor.

{Kendisinin Hristiyan olduğunu söyleyen bir kız eski bir Hristiyan arkadaşına dansa gitmesinin kendisi için yanlış olup olmayacağını sordu. Yaşlı adam kıza şu yanıtı verdi: “Her şey ayak baş parmağının üzerinde kan olup olmadığına bağlıdır!” Kız bu yanıta şaşırdı ve aklı karıştı ama yaşlı adam sonra ona temizlenmiş ve kulağı, eli ve ayağı kan ile işaretlenmiş cüzamlıdan söz etti; üzeri kan ile örtülü olan her şey Kurtarıcı tarafından satın alınmıştır. Kız, ayak parmağının Kurtarıcısının kendi kanı ile işaretlenmiş olduğunu fark ettiği zaman onu dünya ile dans etmek için kullanamayacağını hemen fark etti. “Müzik ve dansın” olacağı gün gelecektir (Luka 15:25) ama bu burada aşağıda değildir. 2.baskı}

Yukardaki avlularda bulunan o sayısız kalabalığın çevresine baktığımız zaman herkesin aynı işareti taşıdığını görürüz; ve herkes şu yeni şarkıya eşlik etmekten keyif alacaktır: “Çünkü boğazlandın ve kanınla her oymaktan, her dilden, her halktan ve her ulustan insanları kendine satın aldın.” Vahiy 5:9 J.N.D.Çeviri.

Bölüm 12

Bir Log Zeytinyağı

“Sonra bir log zeytinyağından biraz alarak kendi sol avucuna dökecek. Sağ elinin parmağını zeytinyağına batırıp Rabbin huzurunda yedi kez serpecek.” Levililer 14:ayetler 15-16.

Cüzamlının Yasası
Kahin Rabbin huzurunda zeytinyağını serpecek. Levililer 14:16

Zeytinyağının Kutsal ruhu sembolize ettiğini görmüştük. Şimdi kahin cüzamlı konusunu bırakır, o an için cüzamlı unutulur ve zeytinyağı “Rabbin önünde serpilir.” Görmüş olduğumuz gibi cüzamlı Kutsal RuhunKutsal Ruh yalnızca bir “etki” gücü ile ve Mesih’in kurbanı ile Rabbin huzurunda sunulur. Ama zeytinyağı şimdi Rabbin önünde serpiliyor. Ben bunun bize Tanrının Kendi Kutsal Ruhundan aldığı mükemmel zevki anlattığını düşünüyorum. Bizler bazen Kutsal ruhun Tanrılığın üçüncü Kişisi olduğunu unutmaya eğilim gösteririz; Kutsal Ruh yalnızca bir “etki” değildir; O, gerçek ve yaşayan Tanrıdır.

Yedi rakamı, mükemmelliği ima eder ve bu dünyanın tüm acı ve günah ve üzüntülerine dönüp baktığımız zaman, şu gerçeği hatırlamak ne kadar da harikadır: dünyadaki tüm bu dertlere rağmen şimdi burada aşağıda konut kurmuş olan ve göklerdeki Tanrıyı tamamen hoşnut etmiş olan Biri vardır. Hatırlayacağınız gibi Baba Tanrı, Oğlu yeryüzünde iken keyif alarak aşağıya bakmış ve Oğlu ve yalnızca Oğlu için şu sözleri söylemiştir: “Sen Benim hoşnut olduğum sevgili Oğlumsun.” Markos 1:11. Tanrı şimdi de aynı şekilde Kutsal Ruhuna bakar ve Kutsal ruh tüm sonsuzluk boyunca O’nun göklerdeki zevki olacaktır. Kutsal ruh her imanlıda konut kurmuştur ve Tanrı ile ilgili her konuda onların gücü ve kudretidir ama buna rağmen yine de şunu hatırlamamız gerekir: Kutsal Ruh öncelikle Tanrı ve O’nun yüceliği için burada aşağıdadır.

“Pak kılınacak kişinin sağ kulak memesine, sağ elinin ve sağ ayağının başparmağına, suç sunusunun kanı üzerine avucunda kalan yağdan sürecek.” Levililer 14:17.

Cüzamlının Yasası
Sağ kulak memesine, sağ elinin ve sağ ayağının
baş parmağına zeytinyağı sürecek. Levililer14:17

Suç sunusunun kanının üzerine sürülen zeytinyağının Kutsal Ruhun imanlının bu yücelik avlularındaki yaşamı ve şarkısı ve hizmeti için sağladığı gücünü ve enerjisini anlatır. Rab, Teselli Edici’nin bizimle sonsuza kadar kalacağına ve göğün tüm eylemlerinin Onun gücü ile gerçekleşeceğinin kesin olduğu konusunda söz verdi.

“Ayrıca pak kılınacak kişinin başına avucunda kalan yağı sürerek Rabbin huzurunda onu arıtacak.” Levililer 14: 18.

Zeytinyağının asla hata yapmadığını ve tükenmediğini görmek hoştur. Rabbin huzurunda yedi kez serpilmesine ve sonra cüzamlının kulağına, başparmağına ve ayak başparmağına da konmasına rağmen yine de artar. Bu durum bize şu sözü hatırlatır: “Tanrı Ruhu ölçü ile vermez.” Yuhanna 3:34. O’nun gücüne ve enerjisine duyduğumuz ihtiyaç ne olur ise olsun Tanrının Ruhunun her ihtiyacımız için yeterinden fazla var olduğundan emin olabiliriz. Zeytinyağının Tanrının önünde ve insanların önünde her talep edilişinden sonra ihtiyaç fazlası ile karşılanmış ama yine de artmıştır ve bu artan zeytinyağı temizlenmesi gereken insanın başına dökülür. İsrail’de mesh edilmiş olan kişiler kahinler, krallar ve en azından bir olayda bir peygamber – ve temizlenmiş cüzamlılardır! Temizlenmiş cüzamlı ne kadar da harika kişilerin arasına dahil edilmiştir! Ve tüm bunlar bize Rabbin bizi getirmiş olduğu yeri gösterir! Vahiy 1:6 ayetinde şu sözleri okuruz: “Mesih bizi bir krallık haline getirip Babası Tanrının hizmetinde kahinler yapmıştır.” 1.Petrus 2:9 ayetinde bizler “kralın kahinleri” olarak adlandırılırız. Vahiy 5:10 (J.N.D. çevirisi) ayetindeki yeni ezginin sözleri şunlardır: “Onları Tanrımızın hizmetinde bir krallık haline getirdin, kahinler yaptın. Dünya üzerinde egemenlik sürecekler.”

Cüzamlının Yasası
Pak kılınacak kişinin başına zeytinyağı sürecek. Levililer 14:18

Her şey bizim anlayışımızın ya da hayallerimizin öylesine ötesindedir ki! Toplum dışına atılmış zavallı, kirli, küçümsenen ve murdar birinin başka hiç bir İsraillinin sahip olmadığı hem bir kahin hem de bir kral konumuna getirileceği düşüncesini şimdiye kadar kim anlayabilmiştir? Bu düşünce Tanrının idi ve yalnızca O’na ait bir düşünce idi. Bu harika sahneye baktığımız zaman elimizden gelen tek şey, hayranlık ve tapınma ile O’nun önünde diz çökmektir.

“Ayrıca pak kılınacak kişinin başına avucunda kalan yağı sürerek Rabbin huzurunda onu arıtacak.” Levililer 14:18.

Sanırım bu ayet 12.ayette başlamış olan suç sunusu ve zeytinyağı ile ilgili konu hakkında verilen harika örneği tamamlar. Ben kefaret edenin zeytinyağı değil suç sunusunun kanı olduğunu düşünüyorum. Levililer 17:11 ayetinde şu sözleri okuruz: “Çünkü canlılara yaşam veren kandır. Ben onu size sunakta kendinizi günahtan bağışlatmanız için verdim. Kan, yaşam karşılığı günah bağışlatır.” Kefaret eden, zeytinyağı değil, kandır. Yalnızca kan, günahları örtebilir. Ama bu duyuru 18.ayetin sonuna konduğu için hem suç sunusunu hem de zeytinyağını kapsayan kısmın sonunda yer alır ve bize net bir şekilde Kutsal Ruhun Rabbimiz İsa Mesih’in sunusu ile ne kadar yakından bağlantılı olduğunu gösterir. (İbraniler 9:14) “Temizlenmesi gereken adamın” yalnızca kan aracılığı ile temizlenmediğini ama aynı zamanda kan aracılığı ile korunduğunu da ve kanın onun tüm suçlarını örttüğünü görürüz. Ve hiç çekinmeden şu ayetin doğruluğuna hak veririz. “Ne mutlu isyanı bağışlanan ve günahı örtülen insana!” Mezmur 32:1.

Böyle bir örneğe eklenebilecek daha ne olabilir? Bize kalsa, vurulacak bir diğer darbenin onu bozacağını düşünürdük ama anlıyoruz ki, onun mükemmelliğini tamamlamak için iki sahne daha gerekli.

“Ve sonra kahin günah sunusunu sunarak pak kılınacak kişiyi kirliliğinden arıtacak ve yakmalık sunuyu kesecek.” Levililer 14:19.

Kurtarıcımız çarmıhta nasıl da tam ve mükemmel bir iş başardı. Suç sunusunun kanı aracılığı ile yalnızca tüm suçlar ortadan kaldırılmak ile kalmaz: ama günahın o eski ve tedavisi imkansız kökü bile yargılanmıştır. Günah sunusu, bizi bundan kurtarabilecek tek şeyin ancak ölüm olduğunu bildirir. Bu eski tabiat bağışlanmaz, yargılanır. Bizim Günah Sunumuz ölmüştür ve biz de O’nun ile birlikte öldük. Ve O’nun ile birlikte dirildik. Ve yücelikteki o yuvada olduğumuz zaman artık bir daha hiç bir zaman şimdi sık sık böylesine çok üzüntü çekmemize neden olan o eski günahkar tabiat ile başımız derde girmeyecek.

Tüm bunlara ek olarak bir sahneden daha söz edeceğiz ve o zaman verdiğimiz örnek tam ve mükemmel olacak. “Ve kahin yakmalık sunu ile tahıl sunusunu mutlaka sunacak. Böylece kahin kişiyi arıtacak ve kişi temiz sayılacaktır.” Levililer 14:20

Cüzamlının Yasası
“Kahin yakmalık sunuyu ve tahıl sunusunu sunacak …
ve KİŞİ TEMİZ SAYILACAK.” Levililer 14:20

Suç sunusunu sunan kişi elini sununun başına koyar ve böylece tüm günah ve suçları kendisinden çıkarak sununun üzerine geçer. Ve sunuyu sunan kişi suçtan arınır pak ve özgür kılınır. Yakmalık sunu sunan kişi de aynı şekilde elini sununun başına koyar, ama şimdi bu kez sununun tüm etkinliği ve değeri sunudan sunuyu sunan kişiye geçer. Yakmalık sunu, özellikle çarmıhtaki o yüce sunuda olduğu gibi Tanrı tarafından sunulan kurbandır. Yakmalık sunu, insan günah işlediği için değil ama insanın Tanrıya sunabileceği tapınmanın en yüksek işareti olarak getirilir. Tahıl sunusu ise Rab İsa Mesih’in burada yeryüzündeki saf ve kutsal yaşamından söz eder.

Şimdi artık cüzamlının temizliği tamamlanmıştır. Ve kendisi, ordugahın dışında sürdüğü o eski yaşamına, o günlerdeki öyküsüne, temizlenmesine, Rabbin huzuruna sunulmasına ve tüm suçlarını ortadan kaldıran kan aracılığı ile getirilmiş olduğu kahinlik ve krallık gibi o harika yeni konumuna bakar; o günah sunusu onu eski benliğinden kurtarmıştır. Yaşamış olduğu öykü nasıl da zorlu ve zaferlidir! Ve şimdi kendisi için tüm bunları yapmış Olan’a sunabileceği nedir? Yüreği tapınma ve övgü ve şükran doludur ve Tanrının yüreğine en büyük sevinci getiren bu şeyleri O’na sunar; yakmalık sunu ve tahıl sunusu sunar. Tanrıya Kendi sevgili Oğlunun kurbanını sunar. Bu kurbanı Tanrı özellikle sunmuştur ve Tanrı Kuzusu cüzamlının yaşamı ile kıyaslanamayacak kadar farklı olan o lekesiz ve pak yaşamını Tanrıya sunmuştur. Temizlenmiş olan cüzamlı yalnızca kahin ve kral konumuna gelmek ile kalmamış ama aynı zamanda tapınan biri olmuştur ve onu o sunağın önünde, Tanrıya hoş koku olarak yükselen yakmalık sunusu ile yere kapanmış olarak bırakırız. Ve onun şu sözlerini işitiriz:

“Başımı yağ ile meşhettin;
Kasem taşıyor!”

Gerçek tapınma, yüreğin Tanrıya doğru dolu bir şekilde akışıdır – yürek öylesine doludur ki, zapt edilemez ve övgü ve tapınma ve hayranlık ile dolup taşar. Bize burada yakmalık sunu ve tahıl sunusu için söylenen, her ikisinin de Tanrıya hoş bir koku olarak yükseldikleridir ve bu söylenene inanırız.

Tanrıya hoş bir koku olarak yükselen bu yakmalık sunu sunulmadan önce ordugahın dışındaki yerinden, tapınan biri olarak durduğu yere kadar cüzamlıyı izlemeye çalıştık. Nasıl da çetin bir yol idi ve şimdi sevgili imanlı kardeşim, aynı yol sizin ve benimdir. Nasıl da sonsuz bir lütuf! Yüreklerimizin, bizim için bu kadar çok şey yapmış olan Kişi için daha güçlü bir sevgi ile yanmasını diliyorum!

Bölüm 13

Hali Hazırdaki Uygulamam

Mezmur 119:96 şöyle der: “Senin buyruğun sınır tanımaz.” Ve biz inanıyoruz ki, bu harika öykünün içinde bizim için bir başka ders taşıyan farklı bir yorumu daha mevcut. Kutsal yazıların pek çok bölümünde çifte anlamlar bulunduğuna inanıyoruz. İlk anlam belki de şimdiki zaman içindir ve ikinci anlam ise gelecekteki bir güne ait olabilir. Bize yuvaya dönüşü anlatan göklerdeki yüceliğe eriştiğimiz zaman, ikinci anlama bakmıştık. Ama Efesliler 2:6 ayeti ile ilgili bölümlerden biliyoruz ki, Tanrı bizi şimdi bile ölüler arasından diriltilmiş ve Mesih ile birlikte göklerde oturtulmuş olarak görüyor. “Ama merhameti bol olan Tanrı bizi çok sevdiği için suçlarımızdan ötürü ölü olduğumuz halde bizi Mesih ile birlikte yaşama kavuşturdu. O’nun lütfu ile kurtuldunuz. Tanrı bizi Mesih İsa’da Mesih ile birlikte diriltip göksel yerlerde oturttu. Bunu Mesih İsa’da bize gösterdiği iyilik ile lütfunun sonsuz zenginliğini gelecek çağlarda sergilemek için yaptı.” Efesliler 2:4-7. Burada çok dikkat etmeniz gereken nokta şudur: Tanrı bunları gelecekte yapacağından söz etmiyor; bunları daha şimdiden yapmış olduğunu söylüyor.

Bu nedenle, görüyoruz ki, bir anlamda “sekizinci günün” bereketlerinin tadını çıkartmak için yücelikteki yuvamıza kavuşuncaya kadar beklemeye ihtiyacımız yok. Şimdi bile Tanrı, bizim için her şeyi yeni yapmıştır ve biz daha şimdiden Sevgili’de kabul edildik. Bizler daha şimdiden Tanrının huzurunda kutsal ve lekesiz ve kusursuz olarak duruyoruz. “Kurtarıcımız tek Tanrı sizi düşmekten alıkoyacak ve büyük sevinç içinde lekesiz olarak yüce huzuruna çıkaracak güçtedir.” Yahuda 24. İnanıyoruz ki bu örneğin tamamlanması, yalnızca yücelerdeki yuvamıza gerçekten vardığımız zaman yerine gelecek. Ama yine de bir anlamda bunun gerçekleşeceğini daha şimdiden biliyor olmamız bile tüm bu bereketlerin kanıtıdır ve daha şimdiden onlar için sevinebiliriz.

O suç sunusu kabul edildiği için bu bereketlerin tadını şimdiden çıkartabilir ve daha şimdiden o sununun kanının sağ kulağımızda ve el başparmağımızda ve ayak başparmağımızda olduğunu biliriz. Ah, sevgili imanlı kardeşim, bu kirli dünyada yürürken Rabbimiz bize lütuf versin ve burada aşağıda iken bile taşıdığımız o rozete değer bir yürüyüşümüz olsun. Bizim için kanını Dökenin onuruna leke sürmemeye özen göstermemiz doğru olur; hepimizin O’nun ölümünü işitmemizi ve konuşmamızı ve ölümünde O’na benzememizi diliyorum – çünkü kulaktaki kanın tüm başı temsil ettiği kesindir.

Ancak bu konunun yalnızca olumsuz bir yanı değil ama aynı zamanda olumlu bir yanı da vardır. Benim başım, zekam, kulaklarım, ağzım, gözlerim ve başımda olan her şey ile birlikte O’nun ve yalnızca O’nun ve sonsuza kadar O’nun olsun. Başımda bulunan her şey O’nun için kullanılsın! O’nu işitebilelim ve O’nu düşünelim ve O’nun adına konuşabilelim. Başımda olan her şey ölüm işareti ile damgalanmış ve mühürlenmiştir; onları Kendisine satın almak için bedel ödemiştir. Tanrıdan, bize, organlarımızın hiç birinin asla bir başkası için kullanılmamasını ihsan etmesini diliyorum.

Bir zamanlar O’nun düşmanına hizmet etmek için kullanılan bu elim, şimdi aynı değerli kan ile satın alınmıştır ve onu Kendisine satın alan Kişi için çalışacak ve savaşacaktır. Eli hakkında şu sözleri söyleyebilir: “Hırsızlık eden artık hırsızlık etmesin. Tersine, kendi elleri ile iyi olanı yaparak emek versin ve böylece ihtiyacı olan ile paylaşacak bir şeyi olsun.” Efesliler 4:28.

Benim o elim bir zamanlar komşumun eşyalarını alıyor idi. Şimdi ise bir zamanlar kendisinden çalmış olduğum şeyi kendisine geri vermek ya da ihtiyacı olan birine vermek için çalışmaktadır. Sağ elimin üzerinde bulunan kanın etkisi işte böyle bir etkidir.

Bir zamanlar kendi yolundan gitmek isteyen o ayağım şimdi değerli kan ile mesh edilerek güzel bir ayak haline gelmiştir ve iyi haber müjdelemeye gidenlerin ayakları ne kadar güzeldir. (Romalılar 10:15)

Kan, bana, kendim ait olmadığımı ve bir değer karşılığında satın alındığımı ve şu sözleri söyler: “Kendinize ait değilsiniz. Bir bedel karşılığı satın alındınız, onun için Tanrıyı bedeninizde yüceltin.” 1.Korintliler 6:19-2o. Kulaktaki ve eldeki başparmağındaki ve ayak başparmağındaki kan bana şunları söyler: “Bedeninizin üyelerini haksızlığa araç ederek günaha sunmayın. Ölümden ditilenler gibi kendinizi Tanrıya adayın. Bedeninizin üyelerini doğruluk araçları olarak Tanrıya sunun.” Romalılar 6:13. Ben o kana baktığım zaman şöyle feryat ederim:

“Yaşamımı al ve ey Rabbim!
Yaşamım Sana adansın!”

Tüm bu konular üzerinde derin düşündüğümüz zaman şu sözleri söylemek zorunda kalırız: “Mahvolanlar için ölüme götüren ölüm kokusu, kurtulanlar için ise yaşama götüren yaşam kokusuyuz. Böylesi bir işe kim ‘yeterlidir’?” 2.Korintliler 2:16. Ve kendimizi daha iyi tanıdıkça vereceğimiz yanıt daha da hararetli olacak: “Herhangi bir şeyi kendi başarımız olarak saymaya yeterliyiz demek istemiyorum. Bizi yeterli kılan Tanrıdır.” 2.Korintliler 3:5. Ve bu nokta bizi bir sonraki sahneye götürür; o sahnede kahin zeytinyağını Rabbin önünde yedi kez serptikten sonra kanı alır ve önce sağ kulağımız ve sonra sağ el başparmağımız ve sağ ayak başparmağımızın üzerine sürer. Eğer o kan zeytinyağı ile örtülü olmasa idi üzerimizde suç sunusunun kanı ile bu kirli ve çamurlu dünyada yürümeye asla cesaret edemez idik. Bu durum bize Kutsal Ruhun gücünün bizi her koşulda taşıyarak onun arasından geçireceğini ve tüm bu çöl yolculuğu boyunca bizi yalnızca düşmekten değil ama aynı zamanda sendelemekten bile koruyacağını söylemektedir. Yalnızca Kutsal Ruh bizi, biz imanlıları işaret eden o değerli kana onursuzluk getirmekten koruyabilir. Bu araçları almak ve onları hizmetinde ve Kendisi için kullanmak üzere Tanrı’ya teslim etmemiz konusunda ihtiyacımız  olan gerekli gücü yalnızca Kutsal Ruh verebilir. Kanın üzerindeki zeytinyağı için Tanrı’ya ne kadar teşekkür etsek az, öyle değil mi?

Ve Tanrı’ya ayrıca yine teşekkür ederiz ki, şimdi burada aşağıda bile gerekli olan günah sunusuna sahibiz. Hatta daha şimdiden günah karşısında ölü ve Mesih İsa’da Tanrı karşısında diriyiz. (Romalılar 6:11) Hatta şimdiden yeryüzünde iken bile kraliyet kahinlerinin o harika konumuna getirildik. Evet, artık burada olmayan Kralımızın reddedilişini paylaştığımız doğrudur, ama Kutsal Ruh hakkımızda şu sözleri yazar: “Ama siz seçilmiş soy, Kralın kahinleri, kutsal ulus ve Tanrının öz halkısınız.” 1.Petrus 2:9

Evet ve daha şimdiden burada aşağıda bile tapınanlarız. Yuhanna 4:23 ayetinde Babanın Kendisine tapınanları aradığını okuruz. (Tanrı burada tapınma aradığını değil, tapınanlar aradığını söylemektedir.) Tanrı’nın tapınan kişileri, şimdi temizlenmiş ve yakına getirilmiş olan bir zamanların zavallı, çaresiz ve kirli cüzam hastalarında bulacağı kimin aklına gelirdi? Ama böyle olmuştur. Evet, sevgili imanlı kardeşim, siz ve ben daha şimdiden ayrıcalığa, sınırsız bir ayrıcalığa, Yakmalık Sunu ( ve bu sunu ile tahıl sunusunu birbirlerinden ayırmamamız gerekir) getirme ayrıcalığına sahibiz. Bu sunuları coşku ile dolup taşan bir yürek ile getiririz ve onları bizim için her şeyi tamamlamış olan Kişi’ye sunarız. Şimdi gerçekten sımsıcak yürekler ile şu sözleri söyleyebiliriz:

“Sen başımı zeytinyağı ile mesh ettin.
Kasem taşıyor.”

Ve ileriye geleceğe doğru baktığımız zaman mükemmel bir güvence ile şu şarkıyı söyleyebiliriz: “Düşmanlarımın önünde bana sofra kurarsın. Başıma yağ sürersin. Kasem taşıyor. Ömrüm boyunca yalnız sevgi ve iyilik izleyecek beni. Ve sonsuza kadar Rabbin evinde oturacağım.” Mezmur 23:5-6.

Sonra Rabbin evindeki yuvada, “Babanın evinde” şimdi burada aşağıda iken baktığımız ve hatta tadını çıkarttığımız tüm bu bereketleri kavranamaz doluluk ve yücelikleri içinde bileceğiz ve şöyle diyeceğiz: “Kendi ülkemde iken Senin işlerin, yaptıkların ve Senin bilgeliğin hakkında duyduklarım doğru imiş. Ama yine de gelip kendi gözlerim ile görünceye kadar işittiğim sözlere inanmamıştım ve işte şimdi görüyorum ki, bana bunların yarısı bile söylenmemiş. Senin bilgeliğin de ve zenginliğin de, benim işitmiş olduğum ününden çok daha üstünler! Kat katr fazlalar! Senin huzurunda sürekli duran ve Senin bilgeliğini işiten ve ona tanık olan adamlarına ne mutlu, sana hizmet eden görevlilerine ne mutlu!” 1.Krallar 10:6-8)

Bölüm 14

Bittim, Bittim, Vay Halime!

Yeşaya 24:16

Tanrı’nın kutsal Sözü’nün bu en nefis kısmını gözden geçirmeye son veriyoruz. Ama yine de biri, bu kısmı her okuyuşunda bu kısımda parlayan yücelik ve güzellik ile ilgili bazı taze ışınlar görür gibi olur. Öyle ki, biz bu yüzden asla Söz’ün bu kısmını “gözden geçirmeyi bitirdik” diyemeyiz.

Belki eski dönemdeki Tanrı halkının, bu değerli bölümün içeriğini ne kadar çok ya da ne kadar az anladığını ve bu bölüme ne kadar değer verdiğini merak ediyor olabiliriz. Ama bunun yerine şu soruyu sormamız gerekmez mi? Bize, o eski günlerdeki kardeşlerimizden böylesine farklı bir ölçüde Kendisini açıklamış bulunan değerli Kurtarıcımızın görkemlerini ve üstünlüklerini ve değerini biz ne kadar kavrıyoruz? Ve bu soru şimdi bizi bölümümüzün bir sonraki kısmına götürecektir.

“Eğer kişi yoksul ise ve bunları alacak gücü yok ise arınmak üzere sallamalık suç sunusu olarak bir erkek kuzu, tahıl sunusu olarak zeytinyağı ile yoğrulmuş onda bir efa ( yaklaşık 1.3 kg) ince un bir log ( yaklaşık 0.3 litre) zeytinyağı satın alacak. Gücü oranında biri günah sunusu, öbürü yakmalık sunu olmak üzere iki kumru ya da iki güvercin sunacak. Pak kılınmak için sekizinci gün hepsini Rabbin huzuruna, Buluşma Çadırının giriş bölümüne getirip kahine verecek.” Levililer 14:21-23.

Bizler ne kadar sık “yoksuluzdur!” Mesih’i gerçekten o kadar az kavrarız ki! Ama yine de eğer O’nun değerli kanına güvenir isek, bağışlanma ve temizlenmeye sahip oluruz. Tanrı’ya şükürler olsun ki, O’nun değeri benim O’na verdiğim değer değil, Tanrı’nın O’na verdiği değerdir. Bu nokta çok önemlidir! Günah sunusu ve yakmalık sunu için kuzu yerine benim bütçem belki yalnızca güvercin satın almak için uygundur: ama kabul edilişim ve temizlenmem bundan etkilenmez. İsa Mesih’in değerli isminde gelen hiç kimse geri çevrilmez. İmanımız çok ama çok küçük olabilir; O’nun değerini asla yeterince takdir etmemiş de olabiliriz: ama eğer O’nun adı ile gelir isek geldiğimiz o Kişi, Kendi gerçek değerini bilir ve biz O’nda kabul ediliriz. Yoksul olduğumuzu hissetsek bile bunun bizi Tanrıdan uzaklaştırmasına asla izin vermeyelim. Olduğumuz gibi ama O’nun değerli adı ile gelelim ve her şey yolunda olacaktır.

“Çünkü kutsal kılınanları tek bir sunu ile sonsuza dek yetkinliğe erdirmiştir. Onların günahlarını ve suçlarını artık anmayacağım.” İbraniler 10:14,17

“Ama siz Tanrı sayesinde Mesih İsa’dasınız. O bizim için tanrısal bilgelik, doğruluk, kutsallık ve kurtuluş oldu.” 1.Korintliler 1:30

Levililer 14:23-32 ayetlerinde Tanrının Ruhunun biraz önce üzerinde düşünmüş olduğumuz harika örneğinin tüm bütünlüğü ve ayrıntıları içinde tekrarlarda bulunmaktan nasıl da keyif aldığına dikkat edin. Ve bu örnek gerçekten de tekrar edilmeye değer! Öyle görünüyor ki, O’nun Kendisi sınırsız lütfu ile bize biraz önce açıklamış olduğu bu görüntüleri tekrar açıklamaktan asla yorulmuyor. Bizler de bu görüntüleri izlemekten asla usanmayalım, aksine onların üzerinde durup düşünelim, onlardan beslenelim, keyif alalım ve onları kendimize ait kılalım. Kutsal Kitapta iki uzun bölümün cüzam hastalığına ve onun temizliğine ayrılmış olması bir tesadüf değildir. Diliyorum ki, Rab bize bu harika örneklerin derinlik ve doluluklarını giderek daha fazla öğrenmemiz için güç versin ve Kutsal Ruh aracılığı ile onların yüksek değerini giderek daha çok anlayalım; onlarda bulunan yücelik ve güzellikleri her zaman görelim. Onlar da Yazarları gibi sınırsızdırlar.

Rab, “Gözlerimi aç, yasandaki harikaları göreyim.” Mezmur 119:18.

Levililer 14:33-53 ayetleri bize bir evin içindeki cüzam hastalığından ve onun temizliğinden söz ederler. Bu durum, İsrail Kenan diyarına ulaştığı zaman uygulanacaktır. Bu konu, Tanrı halkının topluluğundaki bir günah ile ilgilidir. Ve çok ciddi ve çok önemli bir konudur. Ve her imanlı kişi ciddi olarak bu konunun üzerinde durmalıdır. Ayrıca konu, bu küçük kitabın dışına çıkacak kadar geniştir ama biz, okuyucularımıza Tanrı sözünün bu kısmını dua ederek okumalarını ve üzerinde düşünmelerini gayret ile öğütleriz.

Pages