İsa Hakkında Ne Düşünüyorsunuz? (Bölüm 1)

What Do You Think About Jesus?

[NOT: 99. ve 100. dersler Charles R. Marsh’ın “İmanınızı Bir Müslüman İle Paylaşın” adlı harika kitabında sunulan bir vaazden derlenmişlerdir. Moody Pres, 1975]

Dinleyici dostlar, size esenlik olsun.

Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile sonsuz bir esenliğe sahip olmasını arzu eden esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bu gün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.

Günahkarların Tanrı’nın önünde doğru olabilmeleri için Tanrı tarafından ön görülen doğruluk yolunu anlamak için uzun zamandır Peygamberlerin Yazılarını incelemeyi sürdürüyoruz. İsa Mesih’in, Tanrı’nın peygamberlerinin sözlerini nasıl yerine getirdiğini gördük. Bu gün ve bundan sonraki dersimizde, tüm peygamberlerin Kendisinden söz ettiği Kişi’yi sizler ile birlikte tekrar incelemeyi amaçlıyoruz. Bu nedenle, Peygamberlerin Yazıları ile ilgili kronolojik dersimizin son iki dersimizin adlarını “İsa hakkında ne düşünüyorsunuz?” koyduk.

Müjde’deki (İncil) çalışmamızda, İsa’nın, insanlara şu soruyu sorduğunu işittik: “Mesih ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O, kimin Oğlu’dur?”  (Matta 22:42) Bu soru, yaşamda her birimizin yanıtlamak zorunda olduğu en önemli sorudur. Bu dünyadan sonraki yaşamda hangi yazgıya sahip olacağımız, bu soruya verdiğimiz karşılığa bağlıdır. İsa Mesih yakında geri dönecektir ve geri döndüğü zaman, Kendi döneminde yaşayan insanları sorgulamış olduğu gibi sizi de sorgulayacaktır: “Benim kim olduğum konusunda siz ne düşünüyorsunuz?”

Amacımız, size, İsa’nın gerçekten kim olduğunu bildirmek. Bu konu ile ilgili olarak hiç kimse tarafından yanlış yönlendirilmenizi istemeyiz. İsa Mesih’in yalnızca bir peygamber ya da insanlar arasında yaşamış olan iyi bir adam olduğunu zannetmeniz yanlış olur. Hayır, O eşsizdir! O’nun bu dünyada ya da gelecek olan dünyada bir eşi daha yoktur. O’nun hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce O kimdir? Size İsa Mesih ile ilgili sormak istediğimiz beş soru var. İlk  beş soruyu bu programda diğer beş soruyu ise bir sonraki, yani, son programımızda soracağız.

1.)    İlk sorumuz şu: O’nun şaşırtıcı doğumu ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Şimdiye kadar hiç kimse O’nun doğduğu gibi doğmadı. O, Meryem Oğlu İsa’dır. Yahya’nın, Zekeriya oğlu, Süleyman’ın Davut oğlu, İsmail’in İbrahim oğlu olarak adlandırıldıklarını bilirsiniz. Herkes ya babasının soyadını alır ya da babasının adını kendi adına ekler. Ama İsa’nın durumunda, neden annesinin adı O’nun adına eklendi? Bunun nedeni İsa’nın yersel bir babası olmayışıdır. O, bakire olan genç bir hanımdan dünyaya geldi. İsa Mesih Tanrı’nın gücü aracılığı ile doğdu. Mesih doğmadan yaklaşık yedi yüz yıl önce peygamber Yeşaya, O’nun nasıl dünyaya geleceğini önceden bildirdi. Yeşaya şöyle yazdı: “Bakire kız gebe kalıp bir oğul doğuracak; adını Immanuel (‘Tanrı bizimledir’ anlamına gelir)koyacak.!”  (Yeşaya 7:14; Matta 1:23)

Tanrı, ilk atamız Adem’i yerin toprağından yarattı. Bizler hepimiz, aynı peygamberler gibi, Adem’in soyundanız. Topraktan yaratıldık. Ama Rab İsa gökyüzünden geldi. Her birimiz günahımız nedeni ile kirli toprak gibiyiz, ama İsa, göklerden gelen yağmur gibiydi. O, aynı Tanrı gibi saf ve kutsaldı. Müjde kitabının kayıtlarında şunlar yazılıdır: “İsa, günahkarları kurtarmak için dünyaya geldi. (1. Timoteos 1:15) İsa, dünyaya gelmeden önce, Tanrı’nın huzurundaydı. Çünkü O Tanrı’nın Sözü’dür ve Tanrı’nın Canı’dır. O, bizi günahlarımızdan kurtarmak için Kendi isteği ile yeryüzüne gelmeyi, bir insan bedenine bürünmeyi seçti. O, yukardan geldi.

Derin bir kuyuya düşen iki adam hakkında şu öykü anlatılır: Biri, diğerine, ‘Hey sen, beni bu sefil yerden kurtar!’ dedi. ‘Beni bu yapışkan pis çamurdan dışarı çıkart!” ama diğeri bu adamı şöyle yanıtladı: ‘Ey akılsız, ikimiz de bu kuyunun içindeyken benim seni dışarı çıkartmamı nasıl istersin?’ Her ikisi de kuyunun dibindeydiler ve ne biri öbürünü, ne de öbürü diğerini kuyudan dışarı çıkartabilirdi! Daha sonra yukardan bir sesin kendilerine kuyuya indirilen ipe tutunmalarını söylediğini duydular. Onlara yalnızca kuyuya düşmemiş olan biri yardımcı olabilirdi!

Peygamberlerin en iyisi bile bizi günahın derin çukurundan kurtaramazdı, çünkü onlar da günahkarlardı. Ama İsa, insanda bulunan günahlı doğayı miras almadı. O, yukardan geldi! İsa, bakire bir kızdan doğdu. Tanrı’nın, dünyanın Kurtarıcısı kutsal Mesih’in doğumunu ilan etmek için Meleklerini gönderdiğini ve gökyüzüne bir yıldız yerleştirdiğini de gördük. Tüm bunlar mucizevi belirtilerdi. Şimdiye kadar hiç kimse bu İnsan gibi dünyaya gelmedi. O’nun doğumu eşsizdi. Aynı zamanda İsa’nın karakteri de eşsizdi. O, hiç kimse ile kıyaslanamaz! Ancak yine de İsa’nın büyüklüğü O’nun doğumu ile sınırlı değildir. İsa, aynı zamanda karakteri açısından da eşsizdir. Böylece ikinci sorumuza geliyoruz:

2.)    O’nun kutsal karakteri hakkında ne düşünüyorsunuz?

İsa mükemmeldi. Hiç bir zaman tek bir günah bile işlemedi. Hiç bir zaman hiç kimseden özür dilemek zorunda kalmadı. Çünkü hiç bir zaman hiç kimseye kötülük yapmadı. Tanrı’dan korkan herkes günahından tövbe etmeli ve bağışlanma dilemelidir. Peygamberlerin hepsi böyle yaptılar. Bu söylediklerimize rağmen sizler yine de, Tanrı’nın Sözü’nü başından sonuna (Wolof dilindeki birebir anlamı ile: başladığınız yere geri dönünceye kadar) kadar araştırabilirsiniz, ama yine de Rab İsa’nın bağışlanma dilediğini söylediği tek bir ayet bile bulamayacaksınız. O’nun bağışlanmaya ihtiyacı yoktu, çünkü O hiç bir zaman tek bir günah bile işlemedi. O’nun hem arkadaşları hem de düşmanları, O’nda tek bir hata bile bulamadıklarına tanıklık ettiler. Sevgili dostlar, günahsız olan tek bir kişi bile yoktur. Rab İsa bir peygamberden çok daha fazlasıdır. O, yeryüzünde bir İnsan olarak görünen, Tanrı Sözü’nün ta Kendisidir! Evet, İsa’nın karakteri eşsizdir. O hiç kimse ile karşılaştırılamaz! Ancak, anlaşılması gereken önemli bir başka nokta daha vardır. Aynı zamanda İsa’nın söylediği sözler de eşsizdir.

3.)    İsa’nın söylediği sözler ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Bir gün İsa’nın düşmanları, İsa’yı tutuklamaları için askerler gönderdiler. Askerler İsa’nın yanına geldikleri ve O’nun öğretişlerini dinledikleri zaman, O’nu tutuklamadan geri döndüler. Şaşkına dönmüşlerdi ve hepsi de şöyle diyorlardı: “Hiç kimse hiç bir zaman bu adamın konuştuğu gibi konuşmamıştır!” (Yuhanna 7:46)

İsa’nın, Kendisi hakkında söyledikleri üzerinde düşünün: Dünyanın ışığı Ben’im. Benim ardımdan gelen asla karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur.”  (Yuhanna 8:12) Peygamberler, karanlıkta zayıf bir ışık yayan aya ve yıldızlara benzerler. Ama İsa, güneş gibidir. Artık bir kez güneş doğduktan sonra, aya ve yıldızlara kim ihtiyaç duyar? Peygamberler, Mesih’i “Doğruluk Güneşi” (Malaki 4:2) olarak adlandırdılar. Ayın on beşinden sonra küçülen yarım ay (hilal) peygamberlere benzer. Ama İsa Mesih, güneştir. Şimdiye kadar hiç güneşin küçüldüğünü gördünüz mü? Hayır, güneş hiç bir zaman küçülmez. Güneş, tüm kıtaları aydınlatır. İsa Mesih, güneş gibidir. O, hiç bir zaman ortadan kaybolmayacaktır. İsa Mesih, dünyadaki her ulus için yeryüzüne geldi.

İsa, aynı zamanda şöyle dedi: “Yol, Gerçek ve Yaşam Ben’im.” (Yuhanna 14:6) İsa Mesih, söyledikleri şu sözler ile buyruklar veren din önderlerinden farklıdır: “Şunu yap, bu öğretişi izle. Yo, budur. Şu buyrukları yerine getir…” Rab İsa: “yol Ben’im. Bana iman edin, bana gelin ve sonsuza kadar Tanrı’nın huzurunda yaşama yetkisine sahip olacaksınız” dedi. İsa’nın Kendisi Yol’dur. Bu sözün ne anlama geldiğini bir örnek ile açıklamaya çalışalım.

Büyük bir kentte küçük bir erkek çocuğu kayboldu. Çocuk, bir polis memuruna, oturduğu mahalleye geri dönebilmesi için hangi yoldan gitmesi gerektiğini sordu. Polis memuru ona şöyle dedi: “Dümdüz git, ikinci köşeden sola dön, üçüncü köşeden sağa sap, köprüyü geç, trafiği takip et ve sonra ikinci ana yolu izle…” Çocuk göz yaşlarını tutamadı ve ağlamaya başladı. Bu polis memuru çocuğa geri döneceği yolu açıklamıştı, ama çocuğun aklı çok karışmıştı ve kendisine tarif edilen yolu izlemeye korkuyordu. Tam o sırada çocuk ile aynı mahallede oturan bir adam yanlarına geldi. Çocuğun elini tuttu ve onunla mahalleye doğru yürümeye başladı. Çocuk yürümekten yorulduğu zaman, adam çocuğun evine kadar onu kucağında taşıdı. Polis memuru yolu açıkladı. Ama diğer adam, çocuğa yol oldu. İsa şöyle dedi: “Yol Ben’im. Tanrı’nın evine, Cennete götüren Yol Ben’im.” “ Yol, Gerçek ve Yaşam Ben’im. Benim aracılığım olmadan hiç kimse Baba’ya (Tanrı’ya) gelemez.” (Yuhanna 14:6) Şimdiye kadar hiç kimse Rab İsa’nın konuştuğu gibi konuşmadı. O, eşsizdir! O, hiç kimse ile kıyaslanamaz! Ama yine de İsa’nın görkemi, O’nun doğumu, karakteri ve sözleri ile sınırlı değildir. O’nun görkemini aynı zamanda O’nun işlerinde de görebiliriz.

4.)    İsa’nın yaptığı kudretli işler hakkında ne düşünüyorsunuz?

O, her şeyi yapabilir. Tüm güç ve yetki O’na verilmiştir. Nereden geldiğini ve kim olduğunu insanlara göstermek için Tanrı’nın yaptığı tüm işleri Rab İsa yeryüzünde yaptı. Fırtınayı Tanrı’dan başka kim durdurabilir? İsa, ölüleri diriltti. Körlerin gözlerini Tanrı’dan başka kim açabilir? İsa, körlerin gözlerini de açtı. O, her türlü hastalığı iyileştirdi. O’nun söylediği tek bir söz ile kötü ruhlar kaçıp gittiler. İsa, pek çok kişinin yaşamını değiştirdi ve onları günahtan kurtardı. Tanrı, bazı peygamberlere belirli mucizeler yapma gücünü verdi. Ama Rab İsa mucizeleri Kendi gücü ve yetkisi ile yaptı. Önüne felçli bir adam getirdikleri zaman, adamın gözlerinin içine bakarak şöyle diyebildi: Sana söylüyorum, kalk, yatağını toplayıp evine git!” (Luka 5:22) Adam ayağa kalktı ve Tanrı’yı överek evine gitti. İsa, ilaç kullanarak ya da büyü yaparak iyileştirmedi. Hastaları yalnızca Sözü’nün gücü ve yetkisi aracılığı ile iyileştirdi.

Lazar adlı bir adam hastalandı, öldü ve gömüldü. İsa, bulunduğu yerden geri döndüğü zaman, Lazar, dört günden beri mezarda bulunmaktaydı. İsa, mezara gitti ve şöyle dedi: “Lazar, dışarı çık!” (Yuhanna 11:43) Ölü beden canlanarak mezardan dışarı çıktı. İsa, ölüleri diriltme yetisine sahip olduğu için şu sözleri söyleyebildi: Diriliş ve yaşam Ben’im!”  (Yuhanna 11:25) Mezarda bulunan herkesin O’nun sesini işiteceği ve O’nun önünde durmak için dirileceği gün geliyor. Sevgili dinleyicimiz, Öldüğünüz zaman siz de mezardan dışarı çıkacaksınız. Rab İsa, eğer siz O’na Kurtarıcınız ve Rabbiniz olarak iman ederseniz, size şimdi bile yeni bir yaşam ve Cennette sonsuza kadar yaşama hakkını verebilir. İsa, dünyanın her yerindeki pek çok insanın yaşamını değiştirmeye devam ediyor. O, sizin yaşamınızı da değiştirebilir! İsa ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O’nun yaptığı işler hakkında ne düşünüyorsunuz? O, eşsizdir. O, Her Şeye Gücü Yeten’dir. O’nun gibisi yoktur! Bu gün sizlerden ayrılmadan önce, size İsa hakkında son bir soru daha soralım:

5.)    İsa’nın adları ve ünvanları ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Peygamberlerin Yazılarında gördüğümüz gibi, İsa yüzlerce ada ve ünvana sahipti. Bu adlar, bize, O’nun Kim olduğunu anlamamız konusunda daha iyi yardımcı olurlar. Örneğin, O’na verilen adlar şunlardı:

İmmanuel (Tanrı bizimle), Söz, İnsanoğlu, Tanrı Kuzusu, Kefaret Eden, Kurtarıcı, Yaşam Ekmeği, Gerçek Asma, İyi Çoban, Dünyanın Işığı, Yücelik Rabbi, Diriliş, Alfa ve Omega, İlk ve Son, Başlangıç ve Son, Kapı, Yol, Gerçek ve Yaşam,...ve Tanrı Oğlu!

Tanrı’nın peygamberi Musa’nın, Tanrı adamı olarak adlandırıldığını gördük. Peygamber İbrahim ise Tanrı’nın dostu olarak adlandırıldı. Ancak, Tanrı’nın Oğlu olarak adlandırılan yalnızca bir Kişi’ydi. Bize söyleyin: Bir insanın en yakın ilişkisi dostu ile midir, yoksa oğlu ile mi? Yüreğinizdeki gerçeği söyleyin. Evet, İsa, Tanrı’nın Oğlu olarak adlandırıldı. Tanrı, İsa’nın tüm diğerlerinden farklı olduğunu anlatmak için O’nu Oğlu olarak adlandırdı. Müjde kitabında Tanrı’nın, İsa ile ilgili şu duyuruda bulunduğunu okuduk: “Sevgili Oğlum budur; O’ndan hoşnudum! O’nu dinleyin!” (Matta 17:5) Tanrı ne demek istedi? Bir oğulun babanın gölgesi olduğunu söylüyoruz. Oğul, babanın benzeyişini yansıtır. İsa, bize Tanrı’nın nasıl olduğunu gösterir. Kutsal Yazılar bu konuda şu sözler ile açıklama yaparlar: “Tanrı’yı hiç bir zaman hiç kimse görmedi. Baba’nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul O’nu tanıttı.” (Yuhanna 1:18) Tanrı’yı tanımak ve O’nun ile sonsuza kadar harika bir ilişkiye sahip olmak istiyor musunuz? O zaman, Tanrı’nın, Oğlu olarak adlandırdığı Rab İsa’ya gelin! Bir oğul babasının adına konuşabilir. İsa böyle yaptı, insanlar arasında yaşarken Babası’nın adına konuştu. Bu nedenle adlarından biri, Tanrı bizimle anlamına gelen, “İmmanuel”dir.

Bazı kişiler Tanrı’nın yeryüzünde bir insan bedeni alarak görünemeyeceğini düşünürler. Ancak, bu şekilde düşünen biri, Tanrı’nın günahkarları kurtarmak için yapmış olduğu planı henüz anlamamıştır. Tanrı’nın planı, Tanrı’nın Sonsuz Oğlu’nun Kendisini Adem çocuklarına bildirmek ve onları kötü olanın elinden kurtarmak için bir insan bedeni alarak yeryüzünde görünmesini gerektiriyordu. Sevgili dostlar, Tanrı büyüktür ve O her şeyi yapabilir. Tanrı, herkesin O’nu tanımasını ister. O, bu yüzden bir insan oldu ve yeryüzünde yaşadı.

İsa Mesih’in adları ve ünvanları ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O hiç kimse ile kıyaslanamaz, eşsizdir! O’nun doğumu, karakteri, sözleri ve işleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce, O kim? “Mesih ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O, kimin oğludur?” (Matta 22:42)

Bu gün bize ayrılan süre sona erdi. Tanrı isterse, bir sonraki dersimizde, İsa hakkında beş soru daha soracağız ve bu soruları yanıtlayacağız ve böylece Kutsal Yazılarda yaptığımız yolculuk sona erecek…

Siz, Kutsal Yazılardaki şu ayet üzerinde düşünürken, Tanrı sizi bereketlesin:

“Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih’te bulunuyor. Siz de her yönetim ve hükümranlığın başı olan Mesih’te doluluğa kavuştunuz!” (Koloseliler 2:9, 10)