Büyük Öğretmen
The Great Teacher
Matta 5-7
Dinleyici dostlar, size esenlik olsun!
Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile sonsuza kadar esenliğe sahip olmasını arzu eden esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bugün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.
Son programımızda Mesih İsa’nın Filistin’in kentlerini ziyaret ederek kalabalıklara öğrettiğini, hastaları iyileştirdiğini ve kötü ruhları kovduğunu gördük. İnsanlar şaşakaldılar ve birbirlerine sordular; “Bu nasıl şey? Yepyeni bir öğreti! Kötü ruhlara bile yetki ile buyruk veriyor, onlar da sözünü dinliyorlar!” (Markos 1:27)
Bugün Müjde (İncil) kitabında devam etmeyi ve Rab İsa bir gün öğrencileri ve büyük bir kalabalık ile bir dağ kenarında otururken O’nun ağzından çıkan harika sözleri işitmeyi planlıyoruz. İsa’nın, o gün, öğrencilerine öğrettiği her şeyi okumaya ayıracak zamanımız yok; ama yine de okumak isteyen olursa, Matta Müjdesi’ndeki mesajın tamamını—beşinci bölümden yedinci bölüme kadar—okuyarak İsa’nın mesajının tamamını öğrenebilir.
Sevgili dostlar, şu anda her nerede olursanız olun, sizi, Rab İsa’nın yaklaşık iki bin yıl önce verdiği vaaz olan “Dağdaki Vaaz”ını dinlemeye davet ediyoruz.
Kutsal Yazılar şöyle der:
(Matta 5) 1İsa kalabalıkları görünce dağa çıktı. Oturunca öğrencileri yanına geldiler. 2İsa konuşmaya başlayıp onlara şunları öğretti:
3“Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır.
4“Ne mutlu yaslı olanlara! Çünkü onlar teselli edilecekler.
5“Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Çünkü olar yeryüzünü miras alacaklar.
6“Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Çünkü onlar doyurulacaklar.
7“Ne mutlu merhametli olanlara! Çünkü onlar merhamet bulacaklar.
8“Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Çünkü onlar Tanrı’yı görecekler.
9“Ne mutlu barışı sağlayanlara! Çünkü onlara tanrı oğulları denecek.
10“Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! Çünkü Göklerin Egemenliği onlarındır.
11Benim yüzümden insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size! 12Sevinin, sevinç ile coşun! Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür. Sizden önce yaşayan peygamberlere de böyle zulmettiler.
17Kutsal Yasa’yı ya da peygamberlerin sözlerini geçersiz kılmak için geldiğimi sanmayın. Ben geçersiz kılmaya değil, tamamlamaya geldim. 18Size doğrusunu söyleyeyim, yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan ufacık bir harf yayacak. 19Bu nedenle, bu buyruklardan en küçüklerinden birini kim çiğner ve başkalarına öyle yapmayı öğretirse, Göklerin Egemenliği’nde en küçük sayılacak. Ama bu buyrukları kim yerine getirir ve başkalarına öğretirse, Göklerin Egemenliği’nde büyük sayılacak. 20Size şunu söyleyeyim: Doğruluğunuz din bilginleri ile Ferisiler’inkini aşmadıkça, Göklerin Egemenliği’ne asla giremezsiniz.
21Atalarımıza, ‘Adam öldürmeyeceksin. Öldüren yargılanacak’ dendiğini duydunuz. 22Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanacaktır. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul’da yargılanacaktır. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecektir. 27‘Zina Etmeyeceksin’ dendiğini duydunuz. 28Ama ben size diyorum ki, bir kadına şehvet ile bakan her adam, yüreğinde o kadın ile zina etmiş olur. 33Yine, atalarımıza, ‘Yalan yere ant içmeyeceksin, ama Rabbin önünde içtiğin antları yerine getireceksin’ dendiğini duydunuz. 34Oysa ben size diyorum ki, hiç ant içmeyin: Ne gök üzerine, çünkü orası Tanrı’nın tahtıdır; ne yer üzerine, çünkü orası O’nun ayak taburesidir; ne de Yeruşalim üzerine, çünkü orası Büyük Kral’ın kentidir. Evet’iniz evet, ‘hayır’ınız hayır’ olsun. Bundan fazlası Şeytan’dandır.
38‘Göze göz, dişe diş’ dendiğini duydunuz. 39Ama ben size diyorum ki, kötüye karşı direnmeyin. Sağ yanağınıza bir tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. 40Size karşı davacı olup mintanınızı almak isteyene abanızı da verin. 41Sizi bin adım yol yürümeye zorlayan ile iki bin adım yürüyün. 43‘Komşunu seveceksin, düşmanından nefret edeceksin’ dendiğini duydunuz. 44Ama ben size diyorum ki, düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin. 45Öyle ki, göklerdeki Babanızın oğulları olasınız. Çünkü O, güneşini hem iyilerin hem de kötülerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem de eğrilerin üzerine yağdırır. 46Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, ne ödülünüz olur? Vergi görevlileri de öyle yapmıyorlar mı? 47Eğer yalnız kardeşlerinize selam verirseniz, fazladan ne yapmış olursunuz? Bu nedenle, göksel Babanız yetkin olduğu gibi, siz de yetkin olun.
(Matta 6) 1Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacı ile sergilemekten kaçının. Aksi takdirde göklerdeki Babanız’dan ödül alamazsınız. 2Bu nedenle, birisine sadaka verirken, bunu borazan çaldırarak ilan etmeyin. İki yüzlüler, insanların övgüsünü kazanmak için havralarda ve sokaklarda böyle yaparlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 3Siz sadaka verirken, sol eliniz sağ elinizin ne yaptığını bilmesin. 4Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.
5Ve dua ettiğiniz zaman iki yüzlüler gibi olmayın. Onlar herkes kendilerini görsün diye havralarda ve caddelerin köşe başlarında dikilip dua etmekten zevk alırlar. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 6Ama siz dua edeceğiniz zaman, iç odanıza çekilip kapınızı örtün ve gizlide olan Babanıza dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. 7Dua ettiğiniz zaman, putperestler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kalabalığı ile seslerini duyurabileceklerini sanırlar. 8Siz onlara benzemeyin! Çünkü Babanız nelere gereksinmeniz olduğunu siz daha O’ndan dilemeden önce bilir.
9Bunun için siz şöyle dua edin:
“Göklerdeki Babamız, adın kutsal kılınsın.
10Egemenliğin gelsin. Gökte olduğu gibi, yeryüzünde de senin isteğin olsun.
11Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver.
12Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, sen de bizim suçlarımızı bağışla.
13Ayartılmamıza izin verme. Bizi kötü olandan kurtar.
Çünkü egemenlik, güç ve yücelik sonsuzlara dek senindir! Amin!
16Oruç tuttuğunuz zaman, iki yüzlüler gibi surat asmayın. Onlar oruç tuttuklarını insanlara belli etmek için kendilerine perişan bir görünüm verirler. Size doğrusunu söyleyeyim, onlar ödüllerini almışlardır. 17Siz oruç tuttuğunuz zaman, başınıza yağ sürüp yüzünüzü yıkayın. 18Öyle ki, insanlara değil, gizlide olan Babanıza oruçlu görünesiniz. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir.
19Yeryüzünde kendinize hazineler biriktirmeyin. Burada güve ve pas onları yiyip bitirir, hırsızlar da girip çalarlar. 20Bunun yerine kendinize gökte hazineler biriktirin.Orada ne güve ne pas onları yiyip bitirir, ne de hırsızlar girip çalar.21Hazineniz neredeyse, yüreğiniz de orada olacaktır.
22Bedenin ışığı gözdür. Gözünüz sağlam ise, bütün bedeniniz aydınlık olur. 23Gözünüz bozuk ise, bütün bedeniniz karanlık olur. Buna göre, içinizdeki ‘ışık’ karanlık ise, ne korkunçtur o karanlık! 24Hiç kimse iki efendiye kulluk edemez. Ya birinden nefret edip öbürünü sever, ya da birine bağlanıp öbürünü hor görür. Siz hem Tanrı’ya hem de paraya kulluk edemezsiniz.
25Bu nedenle, size şunu söylüyorum: ‘Ne yiyip ne içeceğiz?’ diye canınız için, ‘Ne giyeceğiz?’ diye bedeniniz için kaygılanmayın! Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi? 26Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Göksel Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz? 27Hangi biriniz kaygılanmak ile ömrünü bir anlık uzatabilir?
28Giyecek konusunda neden kaygılanıyorsunuz? Kır zambaklarının nasıl büyüdüklerine bakın! Ne çalışırlar ne de iplik eğirirler. 29Ama size şunu söyleyeyim, bütün görkemine karşın Süleyman bile bunlardan biri gibi giyinmiş değildi. 30Bugün var olup yarın ocağa atılacak olan kır otunu böyle giydiren Tanrı’nın sizi de giydireceği çok daha kesin değil mi, ey kıt imanlılar? 31Öyleyse, ‘Ne yiyeceğiz?’ ‘Ne içeceğiz?’ ya da ‘Ne giyeceğiz?’ diyerek kaygılanmayın. 32Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa göksel Babanız bütün bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir. 33Siz öncelikle O’nun egemenliğinin ve doğruluğunun ardından gidin, o zaman size bütün bunlar da verilecektir.
(Matta 7) 1Başkasını yargılamayın ki, siz de yargılanmayasınız! 2Çünkü nasıl yargılarsanız öyle yargılanacaksınız. Hangi ölçek ile verirseniz, aynı ölçek ile alacaksınız. 3Sen neden kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği fark etmezsin? 4Kendi gözünde mertek varken, kardeşine nasıl, ‘İzin ver, gözündeki çöpü çıkarayım’ dersin? 5Seni iki yüzlü! Önce kendi gözündeki merteği çıkar, o zaman kardeşinin gözündeki çöpü çıkarmak için daha iyi görürsün. (12İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın. Çünkü Kutsal Yasa’nın ve peygamberlerin söylediği budur.)
7Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. 8Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapı, çalana açılır.
13 Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. 14Oysa yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar azdır.
15Sahte peygamberlerden sakının. Onlar size kuzu postuna bürünerek yaklaşırlar, ama özde yırtıcı kurtlardır. 16Onları meyvelerinden tanıyacaksınız. Dikenli bitkilerden üzüm, deve dikenlerinden incir toplanabilir mi? 17Bunun gibi, her iyi ağaç iyi meyve verir, kötü ağaç ise kötü meyve verir. 18İyi ağaç kötü meyve, kötü ağaç da iyi meyve veremez. 19İyi meyve vermeyen her ağaç kesilip ateşe atılır. 20Böylece sahte peygamberleri meyvelerinden tanıyacaksınız.
21Bana, ‘Ya Rab, ya Rab!’ diye seslenen herkes Göklerin Egemenliği’ne girmeyecek. Ancak göklerdeki Babamın isteğini yerine getiren girecektir. 22O gün bir çokları bana diyecek ki, ‘Ya Rab, ya Rab!’ Biz senin adın ile peygamberlik etmedik mi? Senin adın ile cinler kovmadık mı? Senin adın ile bir çok mucize yapmadık mı? 23O zaman ben de onlara açıkça, ‘Sizi hiç tanımadım, uzak durun benden, ey kötülük yapanlar!’ diyeceğim.
24İşte bu sözlerimi duyup uygulayan herkes evini kaya üzerine kuran akıllı bir adama benzer. 25Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, eve saldırır; ama ev yıkılmaz. Çünkü kaya üzerine kurulmuştur. 26Ama bu sözlerimi duyup da uygulamayan herkes, evini kum üzerine kuran budala bir adama benzer. 27Yağmur yağar, seller basar, yeller eser, evi sarsar. Ev yıkılır; yıkılışı da korkunç olur.
28İsa konuşmasını bitirdiği zaman, halk O’nun öğretişine şaşıp kaldı. Çünkü onlara kendi din bilginleri gibi değil, yetkili biri gibi öğretiyordu.
Sevgili dostlar, bugünkü programımıza burada son vermemiz gerekiyor, çünkü zamanımız doldu. Bir sonraki dersimizde bize katılacağınızı umuyoruz, öyle ki, göklerden gelen Büyük Öğretmen İsa’nın bu gün işittiğimiz derin ve harika sözleri üzerinde birlikte düşünebilelim. Eğer b gün dinlemiş olduklarınıza bir kaset halinde sahip olmak isterseniz, lütfen bize yazın ve bu kaseti ücretsiz olarak sizlere gönderelim.
Bu gün dinledikleriniz konusunda Tanrı size anlayış versin. Programımızı bitirirken, sizleri Rab İsa’nın dağda söylemiş olduğu bu harika sözler ile baş başa bırakıyoruz:
“Siz öncelikle Tanrı’nın egemenliğinin ve O’ndaki doğruluğun ardından gidin, o zaman size bütün bunlar da verilecektir.” (Matta 6:33)