Samuel, Saul ve Davut

Samuel, Saul and David

I. Samuel 1-16; Mezmurlar 8, 23

Dinleyici dostlar, size esenlik olsun.

Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile sonsuza kadar esenlik içinde yaşamasını arzu eden esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bugün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.

Son programımızda peygamber Yeşu’dan sonraki dönemin İsrail ulusunun tarihinde yer alan karanlık ve kötü bir dönem olduğunu gördük. Ama bu karanlık dönemde bile Tanrı’nın sadakatinin ışığını gözlemledik. Tanrı, İbrahim’e ve soyuna İsrail ulusunun soyundan gelecek olan Kurtarıcı ile ilgili vermiş olduğu vaadi unutmamıştı.

Böylece, Tanrı’nın Rut adındaki bir kadının yaşamında nasıl çalıştığını gördük. Rut, bir İsrailli değildi, ama İsrail’in Tanrısına tüm yüreği ile inandı. Ve pek çok İsrailli çevrelerindeki ulusların dinlerini izlemek üzere Tanrıları Rabbe sırtlarını dönerken, Rut İsrail’in Tanrısını izlemek üzere babasının dinine sırt çevirmeyi seçti. Rut, İsrail ülkesine gitti ve orada Boaz adında bir İsrailli ile evlenerek Beytlehem kentinde yaşadı. Boaz ve Rut’un Ovet adında bir oğulları oldu; Ovet, peygamber Davut’un babası olan İşay’ın babası oldu. Böylece, Tanrı’nın Adem’in soyunu günahlarından kurtarmak için tasarladığı plan ilerlemeye başladı, çünkü Kurtarıcı dünyaya, Davut’un soyu aracılığı ile gelecekti. Kurtarıcı, Davut’un doğduğu kent olan Beytlehem’de doğacaktı. İlerde göreceğimiz derslerde, Tanrı’nın peygamberlerinin bu olayları nasıl önceden bildirdiklerini ve yüzlerce yıl sonra Kurtarıcının bu peygamberlikleri nasıl yerine getireceğini işiteceğiz. Böyle bir planı ancak Tanrı yapabilirdi!

Peygamber Davut, (Arapça dilinde Davud) Kutsal Yazılar’da önde gelen bir karakterdir. Adı binden fazla kez anılır. Peygamber Davut hakkında siz ne biliyorsunuz? Belki onun küçük bir çocukken bir sapan ve bir taş ile dev Golyat’ı nasıl öldürdüğünü duymuş olabilirsiniz. Aynı zamanda büyük olasılıkla Davut’un İsrail’de büyük bir kral ve Mezmurlar (Zebur) kitabının büyük bir bölümünü yazan bir peygamber olduğunu da duymuş olabilirsiniz. Eğer tüm bunları biliyorsanız çok iyi, ama Davut hakkında sahip olduğunuz bilgi bu kadarı ile kalmamalı. Eğer Davut’un büyük bir kral olduğunu biliyorsak, ama onu büyük yapanın ne olduğunu bilmiyorsak—bu bilginin bize ne yararı olacaktır? Ya da Davut’un Mezmurlar’daki Tanrı Sözü’nü yazdığını biliyorsak, ama onun neler yazdığını bilmiyorsak, bu bize ne yarar sağlar?

Dostlar, peygamber Davut hakkındaki bilginizi arttırmak ve Mezmurlar’da yazmış olduğu bazı harika ve güçlü sözleri duymak isterseniz, o zaman sizi bugünkü ve sonraki beş dersimizin çalışmasına katılmaya çağırıyoruz.

Peygamber Davut’tan önce gelen Tanrı’nın peygamberinin adını biliyor musunuz? Peygamber Samuel. Tanrı, İsrail halkını Kendisine geri döndürmek için Samuel’i seçti, çünkü İsrail halkının yüreği Tanrı’dan çok uzaklaşmıştı. Bugün Samuel kitabından okuyacağız. Bu kutsal kitap Peygamberlerin Yazıları arasındaki önemli kitaplardan biridir, çünkü Samuel’in ve İsrail’in ilk üç kralının—Saul, Davut ve Süleyman—yaşamları hakkında kaleme alınmış değerli öyküleri içerir.

Daha önce görmüş olduğumuz gibi, Tanrı, İsraillilere, onlara rehberlik etmek ve onları yargılamak için Musa, Yeşu ve Samuel gibi önderler verdi. Ama her şeye rağmen onları Mısır’daki köleliğin zincirlerinden kurtaran Rab Tanrı aynı zamanda onların adil Kralı’ydı. Yüceliğini onların ortasına yerleştirebilmesi için onlara özel bir çadır yapmalarını buyuran Tanrı, onların Egemeni olmak istiyordu. Yalnızca O’na itaat etmeli ve yalnızca O’nu izlemeliydiler. Ama buna rağmen İsraillilerin çoğu, yalnızca Tanrı’nın, kralları olmasına razı değillerdi. Dünyadaki tüm diğer uluslara benzemek istediler ve üzerlerinde Adem soyundan gelen bir insanın egemenlik sürmesi için ısrar ettiler!

Samuel’in ilk kitabının sekizinci bölümünde Kutsal Yazılar şöyle der:

(I. Samuel 8) 4Bu yüzden İsrail’in bütün ileri gelenleri toplanıp Rama’ya, Samuel’in yanına vardılar. 5Ona, “Bak, sen yaşlandın” dediler, “Oğulların da senin yolunda yürümüyor. Şimdi, öteki uluslarda olduğu gibi, bizi yönetecek bir kral ata.” 6Ne var ki, “Bizi yönetecek bir kral ata” demeleri Samuel’in hoşuna gitmedi Samuel Rabbe yakardı. 7Rab, Samuel’e şu karşılığı verdi: “Halkın sana bütün söylediklerini dinle. Çünkü reddettikleri sen değilsin; kralları olarak beni reddettiler. 8Onları Mısır’dan çıkardığım günden bu yana bütün yaptıkların aynısını sana da yapıyorlar. Beni bırakıp başka ilahlara kulluk etiler. 9Şimdi onları dinle. Ancak onları açıkça uyar ve kendilerine krallık yapacak kişinin onları nasıl yöneteceğini söyle.”

Böylece Tanrı Samuel’e, İsrail halkına istediklerini vermesini ve onlar için bir kral atamasını söyledi. Tanrı, İsraillilerin Kendisinden başka bir kralları olmasını istemedi, ama onlar Tanrı’nın egemenliğini reddettikleri için Tanrı, onların üzerinde zor kullanarak egemenlik sürmeyecekti. Bir sonraki bölümde Samuel’in Saul adındaki bir adamı İsrailliler için kral olarak nasıl atadığını göreceğiz. Kutsal Yazılar şöyle der: “Sonra Samuel yağ kabını alıp yağı Saul’un başına döktü.” (I. Samuel 10:1) İsrailliler birini atadıkları zaman böyle yaparlardı. Peygamberin, kahinin ya da kralın başına, onu ayırdıklarını belirtmek için yağ dökerlerdi. Samuel, Saul’un başına yağ döktükten sonra tüm halka şunları söyledi: “Rabbin seçtiği adamı görüyor musunuz? Bütün halkın arasında bir benzeri yok!” dedi. Bunun üzerine halk, “Yaşasın kral!” diye bağırdı. (I. Samuel 10:24)

İsrailliler önceleri kralları Saul için çok büyük sevinç duydular. Saul, güçlü, cesur, genç ve yakışıklıydı ve İsrailoğullarının hepsinden daha uzun boyluydu. Dış görünüm ön plana alındığı  takdirde, Saul’un harika bir kral olması gerekiyordu. Ama Tanrı, insanların değerlendirdiği gibi değerlendirmez. İnsanlar, dış görünüme bakarlar, ama Tanrı yüreğe bakar. Kral Saul iyi bir başlangıç yaptı, ama aradan zaman geçtikten sonra, gururlu, kıskanç ve kendine güvenen biri oldu. Saul Tanrı’yı sadece dudakları ile onurlandırdı, ama yüreği O’ndan uzaktı. Saul, Tanrı’nın Sözü’ne saygı göstermedi ve itaat etmedi. Tanrı’nın O’ndan yapmasını istediği şeyleri değil, kendi istediği şeyleri yaptı.

Saul, kral olarak atandıktan bir kaç yıl sonra Kutsal Yazılar bize olaylar hakkında şu bilgiyi verirler:

(I. Samuel 15) 10Rab, Samuel’e şöyle seslendi: 11‘Saul’u kral yaptığıma pişmanım. Çünkü beni izlemekten vazgeçti. Buyruklarımı yerine getirmedi.’ Samuel öfkelendi ve bütün geceyi Rabbe yakarmak ile geçirdi. 12Ertesi sabah Samuel Saul ile görüşmek için erkenden kalktı. Saul’un Karmel kentine gittiğini, orada kendisine bir anıt diktikten sonra aşağı inip Gilgal’e döndüğünü öğrendi.13 Saul, kendisine gelen Samuel’e,’Rab seni kutsasın. Ben Rabbin buyruğunu yerine getirdim’ dedi. 22Samuel şöyle karşılık verdi: ‘Rab kendi sözünün dinlenmesinden hoşlandığı kadar yakmalık sunulardan, kurbanlardan hoşlanır mı? İşte söz dinlemek kurbandan, sözü önemsemek de koçların yağlarından daha iyidir.23 Çünkü baş kaldırma, falcılık kadar günahtır ve dik başlılık putperestlik kadar kötüdür. Sen Rabbin buyruğunu reddettiğin için Rab de senin kral olmanı reddetti.’

Böylece Samuel, Saul’a krallığın kendisinden alınacağını ve başka birine verileceğini söyledi. Bir sonraki bölümde Kutsal Yazılar şunları bildirir:

(I. Samuel 16) 1Rab, Samuel’e, ‘Ben Saul’un İsrail kralı olmasını reddettim diye sen daha ne zamana dek onun için üzüleceksin?’ dedi. ‘Yağ boynuzunu yağ ile doldurup yola çık. Seni Beytlehem’li İşay’ın evine gönderiyorum. Çünkü onun oğullarından birini kral seçtim. 2’Samuel, ‘Nasıl gidebilirim? Saul bunu duyarsa beni öldürür!’ dedi. Rab şöyle yanıtladı: ‘Yanına bir düve al ve, ‘Rabbe kurban sunmak için geldim’ de. 3İşay’ı kurban törenine çağır. O zaman ne yapman gerektiğini ben sana bildireceğim. Sana belirteceğim kişiyi benim adıma kral olarak mesh edeceksin.’ 4Samuel Rabbin sözüne uyarak Beytlehem Kenti’ne gitti. Kentin ileri gelenleri onu titreyerek karşıladılar ve, ‘Barış için mi geldin?’ diye sordular. 5 Samuel, ‘Evet, barış için’ diye yanıtladı. ‘Rabbe kurban sunmaya geldim. Kendinizi kutsayıp benim ile birlikte kurban törenine gelin.’ Sonra İşay ile oğullarını kutsayıp kurban törenine çağırdı. 6İşay ile oğulları gelince, Samuel Eliav’ı gördü ve, ‘Gerçekten Rabbin önünde duran bu adam O’nun mesh ettiği kişidir’ diye düşündü. 7Ama Rab Samuel’e, ‘Onun yakışıklı ve uzun boylu olduğuna bakma’ dedi, ‘Ben onu reddettim. Çünkü Rab insanın gördüğü gibi görmez; insan dış görünüşe, Rab ise yüreğe bakar.’

8Sonra İşay oğlu Avinadav’ı çağırıp Samuel’in önünden geçirdi.  Ama Samuel, ‘Rab bunu da seçmedi’ dedi. 9Bunun üzerine İşay Şamma’yı da geçirdi. Samuel yine, ‘Rab bunu da seçmedi’ dedi. 10Böylece İşay yedi oğlunu da Samuel’in önünden geçirdi. Ama Samuel, ‘Rab bunlardan hiç birini seçmedi’ dedi.11 Sonra İşay’a, ‘Oğullarının hepsi bunlar mı?’ diye sordu. İşay, ‘Bir de en küçüğü var’ dedi. ‘Sürüyü güdüyor.’ Samuel, ‘Birini gönder de onu getirsin’ dedi,’O buraya gelmeden yemeğe oturmayacağız.’ 12İşay birini gönderip oğlunu getirtti. Çocuk kızıl saçlı, yakışıklı, gözleri pırıl pırıl bir delikanlıydı. Rab, Samuel’e, ‘Kalk, onu meshet. Seçtiğim kişi odur’ dedi. 13Samuel yağ boynuzunu alıp kardeşlerinin önünde çocuğu meshetti. O günden başlayarak Rabbin Ruh’u Davut’un üzerine güçlü bir biçimde indi. Bundan sonra Samuel kalkıp Rama’ya döndü.

Böylece Saul’dan sonra İsrail kralı olması için Tanrı’nın Davut’u nasıl atadığını gördük. Ama burada, Davut’un o gün İsrail kralı olmadığını anlamanız gerekir. Davut yalnızca genç bir delikanlıydı ve Tanrı’nın, onun İsrail ulusu üzerinde egemenlik sürmesi için belirlediği zaman henüz gelmemişti. Aslında Davut’un İsrail’in tahtına oturması için on yıl beklemesi gerekecekti.

Bu nedenle Davut babasının sürülerini gütmek ve onları korumak için Beytlehem çevresindeki tarlalara geri döndü. Davut, iyi ve sadık bir çobandı. Hiç bir şeyden korkmazdı, çünkü Rabbe güvenirdi. Örneğin bir gün, Davut, yine babasının koyunlarını gütmekteyken, bir aslan koyunlardan birine saldırıp ağzına aldı. Davut aslanın peşinden gitti, ona saldırdı ve koyunu aslanın ağzından kurtardı. Aslan Davut’un üzerine geldi ve Davut o zaman aslanı boğazından tuttu ve yere vurup öldürdü. (I. Samuel 17:35)

Davut sadece harika bir çoban değildi; aynı zamanda lir çalar ve şarkı da söylerdi. Tanrı’nın Ruh’u Davut’a, pek çok ilahi bestelemesi ve bu ilahileri Mezmurlar kitabında (Zebur) yazması için esin verdi. Davut, Rab Tanrı’yı ve O’nun Sözü’nü ne kadar da çok severdi!

Bu günkü programımızı Davut’un Mezmurlarından seçilmiş bir kaç bölüm ile sona erdirmek istiyoruz. Bu bölümleri dinlerken, Davut’u, bereketli tarlaların üzerinde, koyunlarının arasında oturmuş lir çalıp, Tanrı’nın Ruh’u tarafından üretilen şarkılar ve hamtlar ile Tanrı’yı överken gözlerinizin önünde canlandırmaya çalışın. Dinleyin:

Ey Egemenimiz Rab! Ne yüce adın var yeryüzünün tümünde! Seyrederken ellerinin eseri olan gökleri, oraya koyduğun ayı ve yıldızları, soruyorum kendi kendime: ‘İnsan ne ki, onu anasın? Ya da insanoğlu ne ki, ona ilgi gösteresin? Neredeyse bir tanrı yaptın onu, başına yücelik ve onur tacı koydun. Ey Egemenimiz Rab, ne yüce adın var yeryüzünün tümünde!’” (Mezmur 8:1, 3-5, 9)

Sözün, adımlarım için çıra, yolum için ışıktır! Aklımdan çıkarmam sözünü, sana karşı günah işlememek için.”  (Mezmur 119:105, 11) “Rabbin yasası yetkindir, cana can katar, Rabbin buyrukları güvenilirdir, saf adama bilgelik verir. Rabbin kuralları doğrudur, yüreği sevindirir. Rabbin buyrukları arıdır, gözleri aydınlatır. Onlara altından, bol miktarda saf altından çok istek duyulur. Onlar baldan, süzme petek balından tatlıdır. Uyarırlar kulunu, onlara uyanların ödülü büyüktür.” (Mezmur 19:7, 8, 10, 11)

Rab çobanımdır, eksiğim olmaz. Beni yemyeşil çayırlarda yatırır, sakin suların kıyısına götürür. İçimi tazeler, adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder. Karanlık ölüm vadisinden geçsem bile, kötülükten korkmam. Çünkü sen benimlesin. Çomağın, değneğin güven verir bana. Düşmanlarımın önünde bana sofra kurarsın, başıma yağ sürersin, kasem taşıyor. Ömrüm boyunca yalnız iyilik ve sevgi izleyecek beni, hep Rabbin evinde oturacağım.”  (Mezmur 23) Amin!

Dostlar, dinlediğiniz için teşekkürler. Bir sonraki dersimizde, Davut’un öyküsüne devam etmeyi ve dev Golyat ile karşılaştığı zaman Tanrı’nın nasıl onun ile birlikte olduğunu görmeyi planlıyoruz.

Siz Tanrı’nın Samuel’e söylediği üzerinde düşünürken Tanrı’nın sizi bereketlemesini diliyoruz:

“Rab insanın gördüğü gibi görmez. İnsan dış görünüşe, Rab ise yüreğe bakar.” (I. Samuel 16:7)