Vahiy 7

Kurtarılan Bakiye

Bu yargılar dönemi esnasında daha önce şunu görmüştük: tanrı’nın şehitlik bereketleri aracılığı ile sonsuz bereketlerini elde edecek tanıkları olacaktır. Şimdi yedinci mührün açılışını izleyecek olan daha ağır yargılar gelmeden önce Tanrı’nın “büyük sıkıntı” sırasında korunacak olan büyük bir tanıklar ordusuna sahip olacağını öğreniriz. (ayet 14)

Ayetler 1-8 —  Yuhanna, dünyanın dört bir köşesine inecek olan yargıları infaz etmek için hazır olan “yeryüzünün dört köşesinde duran dört melek gördü”. Ama bu yargıların başlangıcından önce Yuhanna gündoğusundan yükselen başka bir melek görür. Ve böylece, bu melek, Tanrı’nın kullarını alınlarından mühürleyene dek, zarar vermek için yetki verilen diğer dört meleğin yargısını durdurur. “Yüz kırk dört bin” gibi sembolik bir rakam ile temsil edilen bu kullar İsrail’in on iki oymağından mühürlenmişlerdir. Bu ifade kesinlikle şunu ima eder: Bu sıkıntı zamanında Tanrı, dağıtılmış oldukları dünyanın her bir köşesindeki kullarını Kendisine açıkça tanıklık etmeleri için eski halkı İsrail’in arasından seçecektir.

Ayetler 9-10 —  Yuhanna, ayrıca, her ulustan oluşan “kimsenin sayamayacağı kadar büyük bir kalabalık” görür. Bu kalabalık tahtın ve Kuzu’nun önünde beyaz kaftanlar giymiş ve ellerinde hurma dalları tutarak ayakta durmaktadırlar. Tahtın önünde ayakta durdukları ifadesinin cennette olduklarını ima etmesi gerekmez. ama Tanrı’nın lütfuna sahip kişiler olarak kabul edilmiş olduklarını gösterir. Tüm semboller Mesih’in yersel krallığının bereketleri için büyük bir imanlı topluluğunun korkunç yargılardan korunacaklarını ifade etmez mi? Kötüler, adalet ile hareket eden Tanrı’nın tahtının ve Kuzu’nun yargılarının önünde yere düştükleri zaman, tahtın ve Kuzu’nun önünde güvenlik içinde ayakta duracak olanlar var olacaktır. Uluslar kötülükleri nedeni ile yargılandıkları zaman, Tanrı’nın doğru olarak kabul ettiği kişiler olacaktır ; “beyaz kaftanlar” bu gerçeğe tanıklık ederler. Dünya, şeytan, canavar ve Mesih karşıtı tarafından Tanrı’ya karşı isyan etmek üzere yönlendirileceği zaman, ellerinde tuttukları “hurma dalları” aracılığı ile sembolize edilmiş olan düşmanın tüm gücü üzerinde zaferli olacak kişiler mevcut olacaktır. Ama eğer yargılar sırasında korunuyorlar ise, bunun nedeni kendi iyi işleri değildir; bu konudaki bereketlerinin tek kaynağı Tanrı ve Kuzu’dur. “Tahttan” ve “Kuzu’dan” yargının geleceği o günde şöyle diyebilirler: “Kurtarış, tahtta oturan Tanrımız’a ve Kuzu’ya özgüdür.”

Ayetler 11,12 —  Bu büyük kalabalığı, dünyanın üzerine yargı indiği o günde bereket için bir araya getiren lütuf cennette büyük bir övgü yükseltilmesine neden olur. Melekler, ihtiyarlar ve dört yaratık tahtın önünde yere kapanıp tapınırlar ve “Bereketi, övgüyü, yüceliği, bilgeliği, şükranı, saygıyı, gücü ve kudreti” Tanrı’ya atfederler.

Ayetler 13-17 —  Bölümün ilk kısmında bu yargılar zamanında Tanrı’nın İsrail’den ve ulusların arasından kurtarılmış bir bakiyeye sahip olacağını görmüştük. Bölümün sonundaki ayetlerde, beyaz kaftan giymiş olan bu kişilerin kimler oldukları ve nereden geldikleri hakkındaki soruyu cennetteki ihtiyarlardan biri yanıtlar.

Bu ayetler her iki sınıfa da işaret eder gibi görünürler, çünkü Yeşaya 49:10 ayetinde yenileniş İsrail’in bereketini tanımlamak için aynı benzer dil kullanılır bu ayette şunu okuruz: “Acıkmayacak, susamayacaklar, kavurucu sıcak ve güneş çarpmayacak onları. Çünkü onlara merhamet eden kendilerine yol gösterecek.”

Yuhanna’ya bu bereketlenmiş topluluğun, bir sonraki bölümde sözü edilen Yedi Borazan aracılığı ile sembolize edilen yargıların tüm dünyanın üzerine yakında gelecek olan “büyük sıkıntıdan” geçip geldikleri açıklanır. Filadelfya’daki topluluğa hitapta bu önemli zamandan söz edildiğini daha önce görmüştük; “Ben de yeryüzünde yaşayanları denemek için bütün dünyanın üzerine gelecek olan denenme saatinden seni esirgeyeceğim” (Vahiy 3:10) Vahiy 6:9-11 ayetlerinde bu yargı dönemi sırasında şehit edilen bir bakiye olacağını daha önce görmüştük. Ama bu büyük topluluğun şehitlik sıkıntısı çekeceğine dair hiç bir ima mevcut değildir. “Onların büyük sıkıntıdan geçip geldikleri” söylenir. Bunlar, bu büyük topluluğun deneme saati sırasında korunduklarını ifade eden sözlerdir. Onlar, Mesih’in kanı altına girerek temizlendiler ve bu nedenle, Tanrı’nın huzurunda kabul edilirler, O’nun huzuruna girebilir ve Tanrı’da sığınak bulurlar. Çünkü Tanrı “çadırını onların üzerine gerecektir” (N.Tr.) ama yine de, yargı sırasında korunsalar bile, bu, açlık, susuzluk, sıcak ve göz yaşları tarafından temsil edilen deneme ve sıkıntılar ile karşılaşmayacakları anlamına gelmez, ama sonunda sıkıntıları sonsuza kadar yok olacaktır, çünkü “artık acıkmayacak, artık susamayacaklar.” Çünkü “tahtın ortasında olan Kuzu onları güdecek ve yaşam sularının pınarlarına götürecek Tanrı gözlerinden bütün yaşları silecek..”

Bu bölümden öğrendiğimiz şudur: Bu gün de olduğu gibi, Tanrı’nın müjdesini kabul eden kişilerin göksel bereketleri aldıklarını biliyoruz, Rabbimiz İsa Mesih’in müjdesine itaat etmeyenler ise, yargı göreceklerdir (2. Selanikliler 1:8,9). bu nedenle, gelecek olan o gün Tanrı’nın lütfunun müjdesini hiç bir zaman duymamış olan büyük bir kalabalık bulunacaktır, ama krallığın sonsuz müjdesini işitecekler ve bin yıllık dönemin yersel bereketlerine dahil olacaklardır, ancak bu müjdeyi reddeden kişiler yargı altına gireceklerdir.