Her Şeye Gücü Yeten Tanrı ve
Sonsuza Kadar Kalıcı Antlaşma

Yaratılış 17

TANRI’NIN KENDİSİ HAKKINDA YAPTIĞI AÇIKLAMAYI DİNLEMEK (1,2)

İbraniler mektubunda İbrahim hakkında şu sözleri okuruz: “vaat edilenleri iman ve sabır aracılığı ile miras aldı.” (İbraniler 6:12-15) Hacer ve İsmail’in öyküsünde İbrahim’in baskı altında kaldığı için sabır konusunda başarısız olduğu gösterilir. Bu öykü şu ifade ile sona erer: “Hacer Avram’a İsmail’i doğurduğu zaman Avram seksen altı yaşında idi.” Şimdi ise şu ifadeyi okuruz: “Avram doksan dokuz yaşında iken Rab, ona göründü.” On üç yıl boyunca İbrahim sabır ile tahammül etti. Bu yıllar boyunca İbrahim ile herhangi bir ilişkiye dair bir kayıt mevcut değildir. Tanrı, bereketi insan gücünün çabaları aracılığı ile elde etmek isteyen kişinin tüm umudu yok olana kadar bekler.

Vaat edilen mirasçıyı elde etmek için sarf ettiği kendi çabalarının boşluğunu tecrübe etmiş olan İbrahim, doksan dokuz yaşına gelene kadar bekletilmiş ve böylece kendi nihai zayıflığının farkına varmıştır. Rab o zaman İbrahim’e göründü ve ona Kendisini “Her Şeye Gücü Yeten Tanrı” olarak açıkladı. Bu durum daha önce de işaret edilmiş olduğu gibi evvelki iletişimlerinde de konu olmuş idi. Yaratılış kitabı 15.bölümde Tanrının İbrahim’e Kendisini onun kalkanı ve çok büyük ödülü olarak açıkladığını okumuş idik. Bu açıklamada yer alan Tanrı’nın İbrahim için ne olduğu idi; burada şimdiki açıklamada ise Tanrının Kendi içinde ne olduğu ifade edilir.

Bu açıklama ile bağlantılı olarak Rab İbrahim’e şu sözleri söyledi: “Benim yolumda yürü ve kusursuz ol.” Görmüş olduğumuz gibi İbrahim’in yürüdüğü yol tamamen kusursuz olmamış idi. İbrahim gerçek bir iman ve sabır adamı olmasına rağmen Mısır’a gitme konusunda imandan dönüş yaptığı için iman konusunda başarısız olmuş idi; Hacer ile ilgili olarak da sabır konusunda başarısızlığa uğramış idi. Ama şimdi, zayıflığını öğrendikten sonra Tanrının, “Gücü Her Şeye Yeten Tanrı” olduğunu öğrenir. O halde, eğer Tanrı Her Şeye Gücü Yeten Tanrı ise Tanrının amaç ve vaatlerinin gerçekleşeceği kesindir; bu amaç ve vaatlerin yerine gelmesi doğal açıdan fiziksel gözlere ve benliğe her ne kadar imkansız gelir ise gelsin İbrahim’in hatırlaması gereken tek şey şudur: Tanrı Gücü Her Şeye Yeten’dir ve her güçlük bir anda ortadan kaybolacak, her engel yoldan kaldırılacak ve İbrahim sessiz ve sakin bir iman ve sabır ile Tanrının Kendi zamanında harekete geçmesi için Tanrıyı bekleme konusunda muktedir kılınacaktır. İbrahim’in artık doğal olan hiçbir şeyi beklememesi gerekir. Her şey başından sonuna kadar Tanrıya bağımlıdır. Bu neden ile Tanrı şu sözleri söyleyebilir: “Senin ile yaptığım antlaşmayı sürdürecek ve soyunu alabildiğine çoğaltacağım.” O zaman biz de şöyle diyebiliriz: “Eğer Tanrı yapacak ise”; Her Şeye gücü Yeten Tanrıdan başka kim hakkı olarak “Ben yapacağım” diyebilir?

TANRININ ÖNÜNDE YÜZ ÜSTÜ YERE KAPANMAK (3)

Bu yeni açıklamanın İbrahim üzerindeki etkisi çarpıcı olur. Tanrının İbrahim için ne olduğunu açıklayan bir görümde İbrahim’e Rabbin sözü geldiği zaman İbrahim hemen kendisi hakkında düşündü ve mutlu eden bu güvenceyi hissederek Tanrı ile konuştu, ona ihtiyaçlarını ve zorluklarını söyleyerek içini döktü. Burada Tanrı İbrahim’e kişisel olarak ziyarette bulunduğu ve ona Kendisi içinde Kim olduğunu açıkladığı zaman İbrahim O’nun önünde yüz üstü yere kapandı ve Tanrı İbrahim’e konuştu. İbrahim Tanrının yüceliğinin huzurunda kendi hiçliğinin farkına vardı ve hemen alçaldı ve O’nun önünde yüz üstü yere kapandı. Daha önceki iletişimler İbrahim’i kendisi ve ihtiyacı hakkında düşünmeye sevk etti. Bu açıklama ise İbrahim’i Tanrı hakkında düşünmeye sevk etti ve onda ihtiyacını karşılayacak Olan’ın karakteri  ile uyumlu bir karakterin şekil almasını sağladı. İbrahim Tanrının önünde ya da O’nun yolunda yürüdü ve O’na iman ederek aklandı ve bu şekilde imanı ile kusursuz oldu.

Tanrı ve imanlı arasındaki bu bereketli mahremiyetler ile ilgili pratik örnekler ne kadar güzeldir! Tanrı İbrahim’e şu güvence esinini verir; İbrahim Tanrı ile konuşabilir; sonra İbrahim Tanrının önünde alçalan bir konuma getirilir öyle ki Tanrı onun ile konuşabilsin.

Günümüzde bizler de Tanrıdan bu farklı açıklamaları talep eder ve onlara sahip oluruz. Tanrının lütfu ve sevgisi içinde bizim için tam olarak ne olduğunu bilmemiz gerekir. Ve bu tür bilgi bizi Tanrı ile tatlı bir mahremiyete ve paydaşlığa yönlendirir ve O’na içinde bulunduğumuz tüm zorluk ve denemeler hakkında konuşabilir ve ihtiyaçlarımızın hepsini tüm yüreğimizi O’nun önüne dökebiliriz. Ama aynı zamanda Tanrı hakkında şu açıklamaya da sahip oluruz: Tanrının Kendi içinde tam olarak ne olduğunu anlar yani O’nu Babamız olarak tanırız. Bu açıklama bizi iki yöne götürür: hem O’nun önündeki hiçliğimiz ile ilgili gerçek bir duyguya sahip oluruz hem de gözlerimizi diktiğimiz Tanrının benzerliğine dönüştürüldüğümüzü gördüğümüz için bu açıklama yüreğimizi hoşnut eder ve bize keyif verir. “Yücelik üstüne yücelik ile O’na benzer olmak üzere değiştiriliyoruz.” 2.Korintliler 3:18. Böylece hem İbrahim’in gününde hem de bizim günümüzde Rabbin tam olarak ne olduğuna dair açıklamanın doğru değerlendirmesini elde ederiz ve O’na benzemeye doğru yönlendirildiğimizi anlarız. Bu anlamda, Rabbin yolunda ya da O’nun önünde yürümemiz ve kusursuz olmamız gerekir.

TANRIDAN SÖZLER ALMAK (4)

Tanrının İbrahim ile yürüdüğüne ilişkin bu sözlerin bereketini işitmemize daha sonra izin verilir. İbrahim’e önce, Tanrının lütfunun uluslara da akacağı söylenir. Eğer Tanrı Her Şeye Gücü Yeten ise o zaman her engelin üstesinden gelebilir ve diğer ulusları bereketleyebilir.

İkinci olarak ise Tanrının Her Şeye Gücü Yeten olarak açıklanması ile bağlantılı olarak Avram’ın adı Avram’dan İbrahim’e değiştirilir; İbrahim’in anlamı “çokların babasıdır.” Tanrı böylece onun adını değiştirerek hizmetkarını onurlandırmış olur.

Üçüncü olarak İbrahim’e çok verimli kılınacağı söylenir; İbrahim aracılığı ile yalnızca diğer uluslar bereketlenmek ile kalmayacak, ama aynı zamanda onun aracılığı ile Tanrı için yeryüzünde ürün olacaktır.

Dördüncü bereket ise diğer uluslar bereketlenir iken İbrahim ve onun tohumu Tanrı ile çok yakın bir paydaşlığa sahip olacaktır. Tanrı şöyle dedi: “Antlaşmamı senin ve soyun ile kuşaklar boyunca ve sonsuza dek sürdüreceğim. Senin ve senden sonra da soyunun Tanrısı olacağım.” Yaratılış 17:7. Ve bu antlaşma İbrahim’in Tanrısı ve İbrahim’imin kendisinden sonraki soyu için de sonsuza dek kalıcı bir antlaşma olacaktır.

Beşinci olarak, Tanrı İbrahim ve soyu ile yalnızca sonsuza kadar kalıcı bir antlaşma yapmaz ama aynı zamanda İbrahim’e ve onun soyuna “kalıcı bir mülk” garanti eder.

TANRI’YA KARŞI OLAN SORUMLULUK (9-13)

Bunlar Tanrının İbrahim ile yapmış olduğu sonsuza kadar kalıcı antlaşmanın bereketlerinden bazılarıdır. Antlaşma, Tanrının bereketlemek için olan kesin amacını temsil eder; Tanrı, antlaşmanın içinde yedi kez “Ben yapacağım!” der. Ve İbrahim şimdi böylece Tanrı lütfunun imanlı yaşamındaki önemli yerini öğrenir. İbrahim’in Tanrının lütfu aracılığı ile Tanrının önünden yürümesi ve kusursuz olması gerekir.

İbrahim’den istenmeyen şey biz Hristiyanlardan da istenmez; bereketi elde etmek için doğru yürümemiz gerekmez, ama Tanrıya uygun olan lütuf yolundan yürümemiz gerekir çünkü bizler bereketlendik. Bu neden ile Tanrının önünde yürümek ve O’nun önünde kusursuz olmak Tanrıya ve O’nun her şeye yeten gücüne bağımlı olmak gerekir. Ama bunun gerçekleşmesi için benliği tamamen reddetmek şarttır. Sünnet, benliğin öldürülmesinin işaretidir; Tanrının önünde mükemmel yürümek ancak bu şekilde mümkün olur. Yaratılış 15.bölümde ölüm, aklanmanın temeli olarak kaydedilmiştir. Burada, benliğin reddedilişini görürüz; kutsal yürüyüş için benliğin reddedilmesi gereklidir.

Eğer Tanrı her şeye yeten gücü aracılığı ile bereketlemeye söz veriyor ise o zaman bizim de benliğe güvenmememiz ya da onun eylemlerine izin vermememiz gerekir. Günümüzde imanlı için sünnetin anlamını biliriz: “Sünnet yürek ile ilgilidir; yazılı yasanın değil, Ruh’un işidir. İnsanların değil, Tanrının övgüsünü kazanır.” Romalılar 2:29. Benliğin reddi yüreğin içsel eylemleri ile ilgilidir – yüreğin öz güveni,  insan doğruluğu, hırslar ve tutkular- tüm bunlar çarmıha gerilmiş ve mahkum edilmişlerdir. Koloseliler 2:11.

İmanlı benliğe izin verdiği takdirde Tanrı halkı arasından kesilip atılmak gibi yönetim ile ilgili bir yargıya uğrayacağını ciddi bir şekilde hatırlamalıdır.

Sara İbrahim ile birlikte bereketlenir ve onun da adı değiştirilir ve böylece onurlandırılmış olur. Bu paylaşımları tecrübe eden İbrahim sevinç ile dolar. Çünkü hiç kuşkusuz bu bölümde kahkahanın anlamı imansızlık değil sevinçtir.

TANRIYA YALVARIŞLAR (18-21)

İbrahim İsmail için yakarır ve Tanrı onun duasını işitir. Ama yine de her şeye rağmen İbrahim’e iki kez şu gerçek hatırlatılır: Antlaşma temelinde İbrahim’e vaat edilen oğul İsmail değil İshak olacaktır.

Romalılar 9:6-9 ayetlerine göre İsmail’in, İsrail’in imansız topluluğunu ortaya koyduğu anlaşılır. Bu konuda şu sözleri okuruz: “İsrail soyundan gelenlerin hepsi İsrailli sayılmaz. İbrahim’in soyundan olsalar bile hepsi onun çocukları değildir. Ama ‘senin soyun İshak ile sürecek’ diye yazılmıştır.” Ulusun imansız topluluğu benliğe göre İbrahim’in çocuklarıdır ama yalnızca İshak ve soyu vaade göre iman etmiş olanlardır. Ama yine de her şeye rağmen benliğe göre olan çocuklar da yeryüzünde büyük olacaklardır.

TANRI İLE OLAN ANTLAŞMAYI YERİNE GETİRMEK (22-27)

Bu önemli paylaşım sona erdikten sonra Tanrı İbrahim ile olan konuşmasını bitirir. Hemen aynı gün İbrahim sünnet törenini yerine getirmek için özen gösterir. Ve duymuş olduğu sözü uygulamaya koyar ve Tanrının Kendisi hakkında yapmış olduğu açıklamaya uyumlu şekilde hareket eder.


Ey Rab! Çabuk olsun! Sen bizim yüreğimizi bilirsin,
Bu üzücü dünyada huzur bulunmaz;
Huzur ancak Senin yanındadır!
Çok yakında Seni olduğun gibi göreceğiz;
Bu umut, en bereketli umuttur!
Sen bizi göksel yuvamızda Senin, Babamızın evinde dinlenmeye çağırırsın.
Ah huzur! Yukardaki Tanrının eşsiz ve tanrısal huzuru:
Orada sen sonsuza kadar benim ile olacaksın;
Sevincim, sonsuz sevgi!

*    *    *    *

Tanrının vaatlerinin hepsi Mesih’te yerine gelir;
O, sevgi işini tamamlamıştır:-
Ve göksel ordular yeryüzünü O’nun ayakları altında görmek için dinlenecektir.
– J.N.D.

 


Tanrının gücü her şeye yeten kolları çevremdedir,
Huzur ve esenlik benimdir!
Benim için artık yargı ya da mahkumiyet yoktur,
Huzur ve esenlik benimdir!
İsa’nın Kendisi geldi ve beni aradı;
Ölerek ölümü yendi; beni buldu ve satın aldı;
Rab İsa, doğruluğumdur!
Rab İsa sen bizim güzelliğimiz ve görkemli giysimizsin!
Lütuf tahtının önünde başlarımız yukarda sevinç ile durabiliriz.
O büyük günde ayakta durmak için cesaretimiz olacaktır.
Bize karşı kalkan hiç bir silah işe yaramayacaktır.
Biz senin kanın ile aklandık;
Günah, suç, utanç ve korku bize karşı mı durabilir?
Böylece Tanrının dostu İbrahim ve tüm kutsallar
Mesih’in kanı ile kurtarıldılar.
Günahkarların yüce Kurtarıcısı senin adını yüceltir
Ve yalnızca Senin adın ile övünürüz.
Bu kusursuz ve lekesiz giysi sonsuz yıllar boyunca
Yeni yaratığın üstünde kalacaktır.
Onun görkemini hiç bir çağ bozamaz.
Mesih’in giysisi her zaman yeni kalacaktır.
Lütuf tahtının önünde Sana bakacağız ve
Senin ile yalnızca Senin ile övüneceğiz.
Bizim güzelliğimiz bu görkemli giysimizdir,
“İsa, Rabbimiz, doğruluğumuz!”
Ve sonra bereketli özgürlüğüm bana şunu öğretti:
Huzur ve esenlik benimdir!
Yanımda duran Mesih ile birlikte çevremde binlerce kötülük olsa bile
Şarkı söyleyebilirim: Huzur ve esenlik benimdir!
Rab İsa bana rehberlik etmeye ant içti: huzur ve esenlik benimdir!
Her deneme O’nu bana daha çok yaklaştırır; huzur ve esenlik benimdir!
O’nun darbeleri O’nu bana daha çok yaklaştırır: huzur ve esenlik benimdir!
Vuran el yumuşaktır; beni iyileştirir ve bereketler.
O benim tüm günahlarımı üstlendi ve beni akladı, kutsal kıldı ve yüceltti.
Huzur ve esenlik benimdir!
Doğan her güneş ışığına hoş geldin diyorum;
Huzur ve esenlik benimdir!
Her geçen gece yarısı ile yuvama daha da yaklaşırım.
Huzur ve esenlik benimdir!
Ölüm ve cehennem bana yaklaşamaz.
Ne olur ise olsun ben Mesih’te güvendeyim.
O beni çağırana kadar sakin durup bekliyorum.
Huzur ve esenlik benimdir!